eğer jokey, elinde kamçı kafasında şapkayla ata biniyorsa onu güzel koşturacak,
eğer madenci elinde kazma kafasında ışıkla ocağa iniyorsa, güzel kömür çıkaracak,
eğer bir futbolcu uzun bi dönemden sonra formasına kavuşuyorsa o maçta güzel oyanayacak,
özetle herkes büründüğü şeklin, bulunduğu ortamın hakkını verecek.
tıpkı bir kadının başında türban olduğu zaman o türbanın hakkını vermesi gibi...
kimse '' ya o da insan, onun da bazı istekleri var, onun da arzuları, duyguları falan var'' demesin. eğer müslamanım diyorsa, başına türban takıyorsa, hal ve hareketlerine dikkat edecek, öyle halka açık alanlar da yiyişip tüm dikkatleri üzerine çekmeyecek. o türbanın hakkını her daim verecek...
şimdi düşünün, maden ocağı kıyafetli birinin maç yaptığını, elinde kamçı olan birinin de maden ocağına girdiğini düşünün, nasıl dikkat çeker değil mi?
işte türbanlı kadının sevişmesi de buna benzer. dikkat çeker ve müslümanlık da bu ve bunun gibiler yüzüne baya dillere düşer.
aslında olaya farklı bir pencereden bakacak olursak, bu kızdan daha çok erkekte suç vardır. zira bu tip lavuklar hem kapalı kadın ister, hem de milletin gözü önünde sevişirler. kızı tetikleyen, kıza tatlı kurlar yapan, kızı ateşleyen aslında erkektir ve onun erkekliğinin içine tüküreyimdir.
yaptıkları tasvip edilemez. hele kafasına türban takan bir kızın sahilde sevişmesi asla tasvip edilemez. onun da türbanına tüküreyimdir.
yakışık almaz... ergenliktir... ayıptır.
hülasa bu olaya son bir cümleyle nokta koymak gerekirse;
'' iffet denilen şey kafaya bez bağlamakla değil, kalbe ahlak bağlamakla olur''