çok ilginç bir siyasi figür olan süleyman demirel 'gerçekçi', 'dengeciydi': adeta dengelerle dans ederdi. türkiye'nin arkasında bu günkü gibi bir konjektür olmadan onun zamanında bir necmeddin erbakan, recep tayyip erdoğan olmak ne kadar doğrudur bilinmez; ama o tercihini ''arabistan'a gitsinler'' gibi bir 'dengeci' politika yönünde kullandı. bu dış politikadaki dengeciliğini için de ömer özkaya'dan son sıradışı programında acaip bişe öğrendim: süleyman demirel abd başkanıyla yarım saatlik bir protokol görüşmesi yapar. şimdi sıra asıl patronla görüşmeye gelmiştir, cia başkanı... cia başkanı süleyman demirel'e 1 saat kafkaslar haritası üzerinde ''eskiden sizindi şimdi de sizin olsun'' şeklinde bir öneri sunar. demirel bu konuşmanın sonunda sadece ''teşekkür ederim'' der ve çıkar. amerikalılar demirel'in evet mi hayır mı dediğini anlamaz ve sonra anlamk için çabalarlar... aslında süleyman demirel'in cevabı bir ''bakrız'' dır, bu mana çıkar. 99. entrydeki türkiye yönetilmez idare edilir in manası bu olsa gerek; türkiye büyük güçler arasındaki istinat (denge) noktasıdır. rusya'yı o derece sıkıştırmak türkiye açısından ne kadar mantıklıydı, türkiye'yi amerikayla ve diğer güçlerle daha fazla karşı karşıya getirmezmiydi?
bir başka örnek rusya'nın zayıfladığı zamanlar o şapkasıyla bile 'amerikancı' adam rusya'dan kredi almak suretiyle rusya'ya yakınlaşıyor.
işte bu dengeci siyaset adamaı gap'ı başlatıp ilk döneminde yüksek bir kalkınma-büyüme performansına ülkeyi kavuşturuyor. ancak ikinci dönemde bundan eser olmuyor; ahmet kekeç'in belirttiği ''buçuk kalkınma''... işte bu örnekte demirel belki de menderes'in gitmesinin en önemli sebeplerinden birini kendi vasıflarından tasfiye ediyor...
onu masonluğuyla vatan haini ilan etmektense ilginç bir siyasi veri, figür olarak ele almalı ,yakın tarihimizden bile yararlanamıyoruz en azından, çok yakın tarihimizden yararlanmalıyız; 'konjektüre göre davranmak' ta tercihtir merhum erbakan gibi davranmak ta...