eski insanlar gerçekten de bir başkaymış. geçen hafta babamdan duydum bu olayı size de anlatayım.
dedemin dedesi izmirde zahire tüccarıymış. yani bildiğin buğday-arpa temelli tahıl tüccarı. o zamanlar osmanlı çökmemiş.
işleri çok iyi olan dedemin dedesinin bir çok insana faydası dokunurmuş ama gelin görün ki bir gün işleri ters gitmiş ve iflas etmiş.
iflas sonrası çok samimi olduğu bir rum dostuna gitmiş. kosta isimli bu rum dostuna durumu anlatmış, kosta hiç düşünmeden çıkarıp para vermiş hemen. şimdilerde ''elin rumu'' dersin geçersin ama o devirde adam istemeden para çıkarıp vermiş hemen. dedemin dedesi yine buğday-arpa tohumu alacakken kosta bunu uyarmış.
+bakla tohumuna gir, dinle beni gir bakla tohumuna.
-yok kosta bakla tutmuyor.
+sen dinle beni gir bakla tohumuna.
ve bütün para bakla tohumuna yatırılmış. o sene bakla öyle bir tutmuş ki dedemin dedesi eskisinden de iyi duruma ulaşmış rum arkadaşı sayesinde. hemen gitmiş kostaya borcunu ödemiş.
üzerine bakladan kazandığı paranın yarısını vermeye kalkmış ama kosta almamış parayı.
+o para senin nasibin, nasibin kazandırdı parayı sana.
-ama sen tavsiyede bulundun baklayı.
+ben sadece aracılık etmiş oldum, senin nasibin o para.
almamış kosta parayı. dostlukları devam ederken kurtuluş savaşı başlamış ve izmirdeki bütün rumlar yunanistana gitmiş. tabi kosta da öyle, bütün malını mülkünü bırakarak gitmiş.
1 yıl sonra yunanistandan bir mektup gelmiş.
kosta atinada işlerini oturtamamış ve iflas durumundaymış, dedemin dedesinden varsa 300 lira borç istemiş, zor durumdaymış. o zaman için büyük para bu 300 lira.
dedemin dedesi torununa, yani benim dedeme;
+al şu 500 lirayı gönder hemen.
-300 istemiş ama dede?
+karışma sen, 500 göndereceksin.
ve 500 lira yollanmış. kosta dan mektup gelmiş cevap olarak.
+çok saol göndermişsin ama ben bu 500 lirayı hemen ödeyemem ki.
-bu 500 lirayı sen çoktan ödedin.
Geri almamış yani 500 lirayı bizim büyük dede.
dedemin dedesi ölene kadar mektuplaşmışlar. dedemin dedesinin vefatı sonrası dedem durumu kostaya mektupla bildirmiş.
ertesi ay kosta atinadan izmire gelmiş ve dostunun mezarını ziyaret etmiş. mezar başında ağlamış bir hayli.
atinaya dönerken dedeme ''ben de senin deden sayılırım, ne zaman başın sıkışırsa bana mektup yaz'' demiş ve dönmüş atinaya.
biz dostlarımız için bu derece vefalı mıyız?
karşılık beklemeden yardım etmek insanlara, ne kadar güzel.