ÜRETENLERiN YÖNETTiĞi, TOPLUMSAL iHTiYAÇLAR iÇiN BiR EKONOMi!
* Temel ekonomik kararların sermayenin kar beklentilerine, kendini düzenleyen piyasa mekanizmasının buyruklarına göre değil, toplumun ihtiyaçlarına göre saptandığı bir ekonomi tasarlanmalıdır.
* Ekonominin temel üretim ve yatırım kararlarında, şirket idareleri değil, halk temsilcilerinin ve emekçi örgütlerinin tavsiye ve kararları ile yönlenen demokratik planlama organları belirleyici olmalıdır. Bu kararların uygulanmasını gerek işletme ölçeğinde, gerekse bölgesel ve ulusal düzeylerde emekçi örgütleri ve temsilcileri denetlemelidir.
* Neo liberal saldırının en belirgin uygulamalarından olan, emek kesiminin kazanımlarının yitirilmesi anlamına gelen özelleştirme uygulamalarına son verilerek, özelleştirilen tüm kuruluşların tekrar kamu mülkiyetine alınması için mücadele edilmelidir. Kamu işletmelerinde yolsuzluklara, usulsüzlüklere karşı o işletmede çalışan emekçilerin yönetim ve denetimin yanı sıra, yaşamı o işletmenin kararlarından etkilenen tüketicilerin, yöre halkının, işletme-doğa ilişkilerini gözeten çevreci inisiyatiflerin de denetim süreçlerine katılımları sağlanmalıdır.
* Katılımcı bütçe uygulaması yoluyla, kamu bütçesinin demokratik, katılımcı ve eşitlikçi bir tarzla sendikalar, meslek kuruluşları, tüketici örgütlerinin ve diğer demokratik kitle örgütlerinin önerileri göz önüne alınarak düzenlenmesi öngörülmelidir. Bütçe mali sermayenin ihtiyaçlarına göre değil, toplumun eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, konut, toplu taşımacılık gibi temel gereksinimlerinin karşılanması önceliğiyle düzenlenmelidir. Kamu bütçesinde askeri ve bürokratik harcamalar en aza indirilmelidir. Faiz ödeyen bütçe anlayışı terk edilmelidir.
* Kadınların toplumsal eşitsizliğinin giderilmesi yönünde düzenlemeler yapılmalıdır. Tüm insanların yaşamını ve toplumun sürekliliğini sağlamada gerekli olan, kadının yapması gereken işler şeklinde algılanan ve ücretsiz olarak yapılan bütün ev işleri, çocuk, yaşlı bakımı vb. işlerin ekonomiye katkı sağlayan ve servet yaratan işler oluşundan yola çıkarak; asgari ücret ve temel ücret belirlenmesinde ev içi emek görünür kılınmalı ve ücretlere yansıtılmalıdır.
* Adil bir gelir dağılımının yaratılabilmesi için, harcamaları değil gelir ve serveti temel alan artan oranlı bir vergi sistemi uygulanmalıdır. Uluslararası parasal işlemlerden vergi alınmalı, sermaye kontrolleri yeniden uygulanmalıdır.
* Araştırma-geliştirme (AR-GE) faaliyetlerine önem verilmesi, gerekli kaynak ayrılması bir zorunluluktur. Ekolojik kaygılar da gözetilerek yüksek teknolojiye dayalı sanayilere ve teknoloji üretimine yönelmek, eğitim sistemini buna göre tasarlamak, kamu kaynaklarından gerekli fonları ayırmak gereklidir. Bilgiyi tekelleştiren Veri Koruma Yasası kaldırılmalı, yazılım hegemonyalarına karşı kamusal seçenekler geliştirilmeli, bilimsel gelişmelerin insanlığın ortak kullanımına açılması sağlanmalı, bu gelişmeler patentlenmemelidir.
* Dünyada gözlenen en belirgin adaletsizliklerden birisi yoksul ülkelerin dış gelirlerinin önemli bir bölümünü IMF gibi uluslararası mali kuruluşlara, bankalara ve Kuzey'deki hükümetlere borç olarak ödemeleridir. Türkiye'nin de tüm ekonomik önceliklerini tahakküm altına alan bu uygulamaya karşı çıkılmalı; Üçüncü Dünya'nın borçlarının iptali talebi kapsamında bu boyunduruktan kurtulmak için kamunun dış borçları silinmelidir.
* Herkes sırf bu ülkenin yurttaşı, doğal ve fiziksel kaynakların paydaşı olma kimliğiyle toplumsal refahtan pay almalıdır. Bu anlamda herkese yurttaşlık geliri ödenmesi bir hak olarak kabul edilmelidir.
* Kamu açıklarını kapatmanın yolu, KiT'lerin tasfiyesi ile eğitim, sağlık ve diğer sosyal harcamaların ortadan kaldırılmasından geçemez. Verimsiz kamu girişimlerinin verimli hale getirilmesi için, teknolojik yenilenme, işletmelerin çalışanlarca denetlenmesi, muhasebe sistemlerinin saydamlaştırılması ve personel politikalarının siyasi tercihlerden arındırılması gerekir.
* Küçük ve orta boyutlu işletmelerin ihtiyaçları da dikkate alınmalıdır. Bu işletmelerin yarattıkları katma değerden haklarına düşen payı alabilmeleri için ucuz kredilerle, enerji ve ham madde destekleriyle, sağladıkları istihdama paralel olarak teşvik edilmeleri sağlanmalıdır.