varlık vergisi

entry77 galeri
    39.
  1. Yokluk ve varlık

    SONUÇTA ne oldu?

    Geçen çarşamba ve perşembe günü çıkan, Struma gemisi olayı ile başlayan, II. Dünya Savaşı ile birlikte 1939-46 döneminin yoksulluğunu sergileyen biri bankacı diğeri maliyeci olan iki okurun sergilediği tablonun özeti şudur:
    O ağır ekonomik koşulların süregelen 6 yıllık yıkıcı yükü, CHP hükümetlerine son verdi! Aynen ingiltere’yi zafere taşımasına rağmen Churchill'de olduğu gibi!..

    Tek parti ve ' Milli Şef ' iktidarı kaybetti ama bu ülke insanının çocuklarını ve topraklarını kaybetmedi! Tam aksine demokrasiye geçiş sürecini hızlandırdı. Bugün, Varlık Vergisi, Toprak Mahsulleri Vergisi, Hayvanlar Vergisi gibi dönemin vergilerini makul görmek elbette ki mümkün değildir. Dün için de bu yargı doğrudur. Ancak bu vergilerin sanki dönemin şartları ile hiçbir ilgisi yokmuş gibi, havadan gelmiş gibi bakmak fikir ahlakı ile bağdaşmaz!
    Varlık Vergisi'ni vergicilik açısından savunabilmek mümkün değildi, ama sosyal yönden ne döneminde ne de şimdi reddedilemezdi! Bugün bile varlığa yönelik vergilendirme dünyanın her yerinde uygulanmaktadır. (Örneğin Bugünlerde Fransa'da yapıldığı gibi.)

    EN BÜYÜK YALAN

    " Efendim vergi sadece gayrimüslimlerden alındı! "

    Söylenen en büyük yalanlardan biri de budur ve utanmadan hâlâ söylenir. Evet, en fazla vergi onlardan alındı. Ancak o günün koşullarında ülkedeki varlığın, ticaret ve sanayinin % 87 oranındaki sahibi onlardı. Doğal olarak da ' varlık ' üzerinden alınan bir verginin en büyük mükellefleri onlar oldu. Oysa Varlık Vergisi benzeri ağır etki yapan diğer vergiler ise Anadolu'nun yoksul köylü ve çiftçisinden alındı. Yani tam anlamıyla ' yokluk ' üzerinden alındı. Sözlerimizi Varlık Vergisi'nin uygulayıcısı ve dönemin istanbul Defterdarı Faik Ökte'nin sonradan siyasi nedenlerle çarpıtarak yazdığı ' Varlık Vergisi Faciası ' kitabında söyledikleriyle bitirelim. Ökte, azınlıkların ödediği verginin çok üstünde, köylünün nafakasından ve tohumdan arttırarak ödediği verginin Varlık Vergisi kadar niye gürültü koparmadığına şaşar.
    Sonra da kendine göre 5 neden belirler. En acı olanı 3. maddedir. Ökte diyor ki " Bu toprak mahsulleri vergisini ödeyenler zaten fakir kimselerdi, biraz daha sefalete girmeleri çok önemli değildir! " (Age, s. 202)

    Bu insanların acılarını kim yazdı, savundu? Hiç kimse!
    Ülkemiz tarihinin bir de böyle bir yanı vardır. Tabii görmek isteyene...
    (Yazılarda kullanılan veriler şu kitaplarda bulunabilir: Faik Ökte: Varlık Vergisi Faciası; Yahya Sezai Tezel: Cumhuriyet Döneminde iktisadi Tarih; Cahit Kayra: Savaş, Türkiye Varlık Vergisi; Korkut Boratav: Türkiye’de Devletçilik; Arslan Başer Kafaoğlu: Varlık Vergisi Gerçeği; Hüseyin Perviz Pur: Varlık Vergisi ve Azınlıklar; Zeki Kuneralp: 2. Dünya Savaşı'nda Türk Dış Siyaseti; Ahmet Faik Barutçu: Siyasi Anılar; Rıfat N. Bali: Devletin Yahudileri ve Öteki Yahudiler ve Musa'nın Evlatları Cumhuriyeti Yurttaşları; Bension Pinto: Anlatmasam Olmazdı; Ayhan Aktar: Varlık Vergisi ve Türkleştirme Politikaları; Yalçın Küçük: Varlık Vergisi ve Onomastique Disiplin; Bilal N. Şimşir: Türk Yahudileri; E. Benbassa–A. Rodrique: Türkiye ve Balkan Yahudileri Tarihi.)

    Struma gemisi

    iSHAK Alaton, sanırım ismet inönü'yü Yahudilere, Yahudi oldukları için önem vermedi havasında ... Ben II. Dünya Savaşı'nı yaşadım. Kazakistan'dan kaçmış adı Alim Almat olan bir arkadaşım anlattı. Savaşın en hızlandığı aylarda Türk asıllı fakat Rus ordusunda çarpışan Türk ırkdaşlarımızdan Berlin Büyükelçiliği'ne sığınmak isteyen fakat kabul edilmeyen çok sayıda Türk, Büyükelçiliğin kapısında intihar etmiş. Sorun Yahudi, Türk sorunu değil Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası sorunudur. Halûk TARCAN

    http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21492449.asp
    0 ...