Geride bıraktıktılarıma bakıyorum da, çok fazla göz yaşı, hep hayal kırıklıkları, yarım işler. Ben bu mektubu yazarken bile okunduğunda anlaşılamamaktan korkuyorum. Biliyorum ki ne annem ne babam ne de geride bıraktığım hayatta sahip olduğumu sandığım onca ahını aldığım nice kimseler... Tekrarlamaktan hoşlanmıyorum, ama biliyorum. Aram komşularla bozuk, bizim çöplüğün kokusundan dolayı, yokluğumu ilk fark eden bakkal rüstem olacak eminim, veresiye için özür dilerim... Sonra, komşular belediyeye şikayette bulunacak bir şüpheyle ceset bırakıp kaçtığımı zannederek, en olası ihtimal bu, bu tiple... Sonra Sen çöplüğü incelerken yatan naaşımın yanında bu kağıt muhteviyatını bulacaksın eline ilk aldığında herhalde aceleyle not almak için defterden dikkatsizce koparılmış önemsiz bir kağıt sanacaksın, belki delil poşetini bile çok göreceksin bu ufak anektoda. Sevgili kardeşim, önemsiz. Gerçekten, önemsiz ki önemli bir şeyler yazabilseydim bu kadar bıkkın bir şekilde son mektup, son söz, son an gibi hayatımın henüz bu uğraş yüzünden gelemeyen sonlarının intihar düsturuna uygun olarak kaydını yazmazdım. Sabrına tahammülümün son noktasındayım 5 liraya aldığım köpek öldürenin son kadehi, biraz kendini bilmez cesareti için. Paketimdeki son dal sigaram, biraz huzur için, dibinde kalmış mürekkebim ha gayret, sabra tahammülüm için, umudum uzun zaman önce bitti. Gerçek şu ki bir umut diye giriştiğim her iş, başlarken ki umudumu her defasında sömürdü, sermaye niyetine kullandığım her şey elbet elimdekini kendiyle tüketti, tanrım varsa bir sebep söyle yaşamam için, ya da bileğimi kesmeye bir cesaret ver ama nolur sadece bir sıfat gibi durma zihnimde. Uzatmayalım, son anım. Şarap, bitti. Sigara, bitti. Umut, çoktandır uğramadı, yaşama sebebim yok. Ve mürekkebin s.... * *