insanın sivil hayatta sahip olduklarının değerini anlamasını sağlar, dünyada herşeyin tozpembe ve oturduğu yerden göründüğü gibi olmadığını fark ettirir, özellikle ülkenin batısında yaşayanların başka insanların başka yerde onlar gibi olamadığı görmesini sağlar, doğa koşullarında ve kısıtlı imkanlar içinde de hayatını sürdürebilmeyi öğretir, korkularınla yüzleştirir hatta o kadar çok yüzleştirir ki döndüğünde ya onlar seni ya sen onları yenmiş olursun, annenizin yaptığı yemeğe güzel olmamış dememeyi öğretir, en önemlisi hayatımızdaki tüm lüks ve etiketlerin aslında gereksiz olduğunu öğretir.