ağanın tekinin köpeği hastalanmış. çocukları da çok severmiş köpeği. öldü ölecek nerdeyse ağzından salyası akıyor habire, göden gibi de yatıyor kulübede yan yan. dört köy ötede de bir hoca varmış. hocanın muskaları meşhurmuş. ağaya "bu iti iyileştirse iyileştirse hocanın muskaları iyileştirir." demişler. ağa da kahyaya etli bir ala koyun vermiş "al bunu hocaya götür, köpeğe bir muska yazsın, seninle göndersin" demiş. kahya çaresiz çıkmış yola. dört köy ötedeki hocaya varmış. ağanın isteğini söylemiş, koyun da ağadan hediyedir diyerek geçmiş hocanın evine. hoca tamam demiş oturmuş bir şeyler yazmış ufak kağıtlara. sonra onları katlayıp bir deri kılıfın içine koymuş. "alın bunu köpeğin boynuna asın, bir haftaya kalmaz köpek iyileşecek." demiş. kahya heyecanla kapmış muskayı, allah razı olsun hoca efendi diyerek çıkmış yola. hemen varmış ağasına, "buyur ağam." demiş. muskayı alıp asmışlar köpeğin boynuna. köpek bir hafta sonra ölmüş. ağa sinirle "ulan al şu muskayı şu a.ına kodumun köpeğinin boynundan bak bakalım ne yazmış ibne hoca" demiş. almışlar muskayı açmışlar kağıtları, şöyle yazıyormuş:
"alakoyun tatlı geldi dilime,
muska yazdım ağanın itine,
ölse de s.kime, ölmese de s.kime"