çünkü kadınlar kadar komplike hesaplayamazlar, söyledikleri ayrıntılara değer vermeyip üstünde durmamaları da cabası. bir anektodla girmek istiyorum konuya günlerden bir gün gecenin bir yarısı aradığım erkek arkadaşımın * telefonundan onun sesi yerine "aradığınız kişi şu anda başka biriyle görüşüyor" tonunu duyarım. ikinci arayışımla da cevap alamayınca biraz da ergenlikten mütevellit bitti triplerinde küfürlü müfürlü bir mesaj tarafımca çekilip gönderilmiş, söz konusu şahıstan -ki ben kendisini mal olarak tanımlayacağım bu kısımdan itibaren- ertesi gün akşamüstü 4'e kadar haber alınamamıştır.* 4 sularında aramayı akıl eden mal'ın:
- "mis esip gürledin ama neler olup bittiğini bilmiyorsun, murat dün gece kaza yapmış. apar topar izmire gittim. daha yeni dönebildim." demesiyle beynimden vurulmuşa dönüşüm, iki kelimeyi bir araya getirememem murat'ın durumunu soramamam falan da cabası. ** her neyse "afedersin ben sandım ki şey"lemeler derken filan en nihayetinde konu kapanır, murat'ın hiçbir şeyi yokmuştur araba pert olmuştur filan derken günler geceleri haftalar ayları kovalamaya kalmadan pek sevgili özürlü eski sevgilim izmir'de olması gereken pazar sabahının kahvaltısında pek değerli yılmaz amcacığım'la aralarında geçen bir diyaloğu anlatıverir. peki ben ne yaptım? tabii ki ağzımı bile açmadım. malum; intikam soğuk yenen bir yemektir şeytan ayrıntıda gizlidir. derken ayrıldık. bu da gelmiş geçmiş en kısa çapkınlık hikayesi olsun.