eski çalıştığım şirkette topluca öğle yemeğine gitmiştik. işe yeni başlayan şişman sevimli maskot denilecek kız dün gece bostancı sahildeki olayları anlatıyordu. masada tam karşımda da hayatımda öyle bir mavi görmediğim gözlere sahip diğer iş arkadaşım kız oturuyordu. bir iltifatı bu kadar hakeden bir şey olamaz.
maskot: tarkan konserine gitmek için fanta kapağı topluyorduk. hepsini içemeyeceğimiz için oradaki insanlara gittik. olayı anlattık. kapağı alıp fantayı hediye etmek istediğimiz kimse almadı. garip garip baktılar.
gruptan başka birisi: içine bir şey kattığınızı sanmışlardır. neden şimdi durup dururken ikram etti. kesin bir şey yapacak diye düşünmüşlerdir.
maskot: evet baktılar böyle üç güzel kız fanta sunuyor falan şüphelendiler tabi.(canım benim)
ben: kim kimdiniz?
maskot: ben, x, y.
ben: ben içerdim*. ama a öyle mi? ben bostancı sahilde mal mal otururken bu mavi gözlerle gelecek bana fanta kapak falan derken direk böbreği söker, gazeteye sarar verirdim. bu kızın benle ne işi olur diye.
bunu duyduktan sonraki gülümsemesi de bir iltifatı haketti ama maksadım çok belli olurdu.