kimsenin s.kine takmadığı kocadır. ne filmi yapanların, ne de seyrederken alper ve/veya ada için gözyaşı dökenlerin. öyle ya diğerleri duygu dolu sevdalılar, o ise duygusuz eşşektir o. hikayede yer bile bulamaz, adı geçmez, sureti dahi görünmez.
film o kadar duygu dolu son sahneleri vardır ki yürek burkar. ada alper in annesini bulmuştur. hatıralar bir anda gözünde canlanır. şurda havuçlu kek yapmıştık, şurda da dolma yemiştik, yerde halının üzerinde de en ateşlisinden ateşli sevişmiştik derken, düşünürken fonda en romantik 80 lerin parçaları girer. ha bu arada alper ada dan sonra kimseyi onun kadar sevememiş, kendisini işine verecek derecede hayata küsmüş haldeyken ada nın da bir kocası ve okula başlamak üzere olan bir kızı vardır. ne acıklı bir tablo. ilahi aşk, kutsal aşk.
biz sözlükte aşk, masumiyet, bekaret, enkaz edebiyatı yaptıkça entryleriye cansiperane şekilde aşk sevgi bu değil, bu namusu bacak arasında aramaktır, kadını et yerine koymaktır, geçmişin hiç bir önemi yoktur, senden öncesi seni ilgilendirmez diyebiliyor. tabi bunları derken direkt kendini ada nın veya alper in yerine koyarak diyor. tamam lan, ben de diyorum ki madem fikrinin tutarlılığından ve objektifliğinden bu derece eminsin ve kendine güveniyorsun, o halde bile ada yı severim ve evlenirim diyorsun, yaz ulan aşağıdaki listeye adını, nickini her neyse işte. yazmayan top olsun.
