çok acayip bir film. öyle ki herşey bir anda gelişiyor. ama aslında o bir an dakikalar saatler sürüyor filmi izlerken. neye üzülüp neye sevineceğinizi, neye şaşıracağınızı bilemiyorsunuz. kısa bir zaman dilimi içerisinde bir ayrılık yaşadıysanız filmin etkisi biraz daha artıyor. bu tıpkı rquiem for a dream üstü trainspotting gibi birşey oluyor.
kendi adıma en şaşırdığım kirsten dunst olmuştu. jim ve kate arasında geçen aşk hikayesinin arkasında onun ve prof un da bir aşkı vardı. 'kırmayın ulan şu kızın kalbini skicem belanızı!' diye haykırdığımı hatırlıyorum.
jim ile kate in buzların üzerinde uzandığı sahne bir ekol olmuş, yeni yetilen gençlerimiz arasında hızla yayılma eğilimi gösterse de artan küresel ısınma sebebyle hayata geçirilememiştir.
ayrıyetten jim in sadece güldürme özelliğinin olmadığını, yeri gelince 'ağlatırım sizi' pozisyonuna rahatça girebildiğini biz izleyicilere sunmuştur.
10 üzerinden 9. haftanın, hatta yılının en iyisi.
türkiyeye nerdeyse 5 sene sonra gelmesi ise komik ve utanç vericidir.*