bir zamanlar, bayernli günlerde yanlış hatırlamıyorsam bir veryansını vardı.
takım disiplinine uymaya, hocanın dediklerini uygulamaya çalıştım ama ben kaybettim.
ya da şöyleydi, teknik direktörün söylediklerini yapmak için sahada çalıştım sonucunda ben kötü oldum (kadir kıymet bilmediler) gibisinden. internette biraz bakındım ama bulamadım. (bilen varsa hatırlayan, ya da hamit a. tanıyan yardımcı olursa sevinirim)
bunları yazmamdan sebep şu cümlesini duyunca;
"Sarı-kırmızılı kulüpteki hedeflerinin sorulması üzerine, 'Son senelerde şunu öğrendim; o anın, maçın tadını çıkarmak. Maçtan maça düşünmek ve bulunduğun pozisyonda en iyi sonuca ulaşmak. Bunlara daha çok önem veriyorum. Derler ya, Evdeki hesap çarşıya uymadı diye. Ben hesap yapmıyorum' "
son maçlarda oynadığı oyunla dikkatimi çekmiş olması.
niyet okumak, art niyetle atıp tutmak istemem lakin ben şunu hafiften sezinledim:
taktik disipline uymak ve takım oyunu için çabalamak başkasını kıral yapar. takım oyunu oynasan kale yerine boş arkadaşı düşünsen kime yaranacaksın ki? "kıral yapmayacaksın kıral olacaksın" esintileri. arda'nın "ispanya'da futboldan anlıyorlar" cümlesi manidardır ahanda burada.
inşaalah yanılıyorumdur.
giden arda neler kazandı? oynadığı futbol ve anlayışı nasıl değişti, gelişti?
gelen hamit eski arda gibi mi oynayacak acaba? orası ispanya almanya burası türkiye mi?
takım oyunu oynasa taktik disipline bağlı kalsa hem kendi hem galatasaray hem ülke futbolu çok şey kazanır. bu şekilde de anın tadı çıkarılır aslında anın maçın tadı asıl böyle çıkar.
o boştaki adama pası vermelisin. senden daha iyi frikik kullanana bırakmalısın. top kaybedinde rakibi kovalamalısın. hocan ne derse onu yapmaya her zaman devam etmelisin. türkiyede de futboldan anlayanlar olduğunu unutmamalısın.
edit: çok fena yanılıyorum, fevkalade kuruntular içerisindeyim gibi, hayırlısı...