Bir sürü başka yazıda somut örnek verilmişliği de var.
Bu somut örnekler karşısında papağan dinci harekete geçer hemen ve klasik inkarlarını sayar;
- o aslında farklı anlama gelir.
- Onun söylendiği döneme göre yorumlamak gerekir.
- O söylenenin arkasından söylenene de bakmak lazım.
-Senin ilmin bunları tartışmaya yeterli değil.
Gibi onlarca klasik, ezberlenmiş inkar cümlesi devreye girer.
Aslında inanç kavramının akılla da alakası yoktur gerçekten. inanç daha çok karakter, ruhun bağımsız olup olmaması, kişilikle ilgisi vardır.
Ben çıkıp bir çınar ağacının allah olduğuna inanabilirim.
Sen dünyanın en bilimsel teorilerini de döksen beni buna inanmaktan alıkoyamazsın.
Bir başkası, milyonlar da çıkıp bir şeyin allah'ın ol demesiyle olduğuna, insanın çamurdan yaratıldığına, kadının erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığına, gökyüzünden koçla inen meleklere, yarattığı insanların arasından birini seçen tanrı kavramlarına inanabilir.
Hatta bunlara inanıp "örnek ver, dinin neresi akılla bağdaşmıyor " diye de sorabilir.
Diyemezsin ki "inandığını şeylerin tamamı örnek zaten" diye.