ne ağır, ne zor şey şu özlemek!
insanın önüne bakmasına engel olan bir şey gibi.
yazmaya başlasam, bilinçaltımdaki duygular sanki ortaya çıkacak.. belki de daha iyi olmayacağımdandır, belki de yazmak iyi gelse de, gözlerimin önünde olmasını istemediğimdendir..
belki güzel ama en fena duygulardan bu özlem..
insanın kalbinin ortasına değil, her yerinin aynı anda üstüne oturuyor sanki, kamyon geçse üstünden daha iyi !
geçmişe, geçen günlere.. geç(e)meyen günlere de.. anılara, asla dönülemeyecek , yaşanmayacak tekrarı olan anılara.. keşkelerle başlayıp, pişmanlıkları araya serpiştirerek yaşar insan özlemi en derininden!
zaten insanı fena eden anılar başka da değil! kafada tekrar yaşayıp, bir anlığına dönüp sonra bakınca aslında günlerin ne de çok ve hızlı geçtiğini gördükten sonra yeniden özlemler...
özlediklerine uzaktan bakmak gibi bi' şey..
kişilere , varlıklara, asla gelmeyecek şeylere olan özlem en kötülerinden.. tarifsizliklerden başka değil..
tanımdan sonra gelen edit:
özledim ben çok.. en çok o'nu, yanımda olunca huzurlu hissettiğim şeyi!..
özledim çok geçmiş günleri, yeniden yaşasam yine bugünlere gelecek olsam da, o günlerin tadını bulamıyorum ki hiçbir şeyde şimdilerde ben..
değişmeyecek olan şeyler, geri gel(e)meyecek şeylerin özlemi ağırlık yapıyor ama onlarla yaşamak işte esas olan.