memleketimizde sıklıkla görülen bir hastalığın yansımasıdır.
şimdi burda amaç kimsenin inançlarını- yok sen inanıyorsun yoksa inanmıyorsun şeklinde tartışmaya açmak değildir.hali hazırda inanan birinin ne derecede inanç özgürlüğü varsa inamayan kişininde o denli inanmama özgürlüğü vardır..
lakin bu başlığın konusu inanma yada inanmama özgürlüğünü aşarak daha çok bir tarafın diğer tarafla dalga geçmesi boyutuna gelmiştir ki sanırım aklı başından her adem oğlu bunun ne kadar yanlış olduğunu değerlendirebilecek bir durumdadır..hele ki olay inanç gibi belkide toplumumuzun en hassas olduğu noktalardan birisinde meydana gelirse...
yani ne inanan inanmayanla nede inanmayan inanla her hangi bir şekilde dalga geçme hakkını kendisinde göremez ki görmemelidir lakin benim ülkemin parlak zekalı insanlarının çoğu - her iki tarafdada- bu hakkı kendilerinde görebilmektedirler..
yani eğer kelimenin gerçek anlamı ve ağırlığı ile bir toplum olma isteği duyuyorsak içimizde bu gibi ilkel ve çokdan tarihin tozlu sayfalarında kalmış olması gereken davranışlardan bir an önce kendimizi arındırmak herşeyden önce insanlık vazifemizdir.