olması gerekendir, demeyelim de olsa iyi olacak olandır. milletin kötülüğüne değil bence iyiliğinedir türkçe ezan veya türkçe kuran tilaveti. kuran'ı arapça okumanın sevabının çok olacağına dair bir hadis veya ayet de bulunmamaktadır. kuran-ı kerim'de "biz anlayasınız diye kuran'ı arapça indirdik." demektedir. buradan çıkarılabilecek tek anlam şudur: arap toplumuna gönderilmiş olan arap bir peygambere inen kitap, o toplumun anlayabilmesi için arapça olarak nazil olmuştur. sonuçta kuran-ı kerim, dinin öğretilerinin bulunduğu ve anlaşılması gereken bir kitaptır, arapça tecvidiyle özel gecelerde okunsun diye inen bir kitap değildir. arapça olayını biraz fazla abartıyor bizim hacı hoca takımı, ben buna inanıyorum. ve bilal şimşir tarafından yazılmış olan kürtçülük kitabının ikinci cildinden bu konuya değinilmiş olan kısmı buraya da almak isterim.
--spoiler--
ezanın arapça okunması dinin bir gereği değildir. her müslüman kendi dilinde ibadet edebilir, ezanı da kendi dilinde okuyabilir. arap dilinin ve arap yazısının kutsallığı yoktur. müslümanlara arapça dayatması, arap nasyonalizmine hizmettir. hazreti muhammed'in arap olması, kuran'ın arapça inmiş olması, arapça'nın islam'ın dili olduğu, ezanın da arapça okunması gerektiği anlamına gelmez.
suriye nüfusunun yüzde 10 kadarı hristiyan araptır, bunların da çoğu katolik. suriyeli hristiyan araplar,incil'i arap yazısıyla okurlar, kilisede arapça dua ederler, kiliselerinin alınlarındaki yazılar da bilinen arap yazısıdır. 1960'lı yıllarda şam'da görev yaptık. o yıllarda bizim insanımız karayoluyla hacca giderler ve şam'da, fuar alanında bir-iki gün mola verirler, şam'ı dolaşırlardı. bu hacılarımızdan bir grubun, şam'daki katolik kilisesi üzerindeki süslü arap yazısını; kuran yazısıdır, islamın yazısıdır zannederek saygıyla selamlamalarına tanık olduk. buranın bir kilise olduğunu söylediğimiz zaman inanmadılar.
almanlar vaktiyle kiliselerde almanca dua edebilmek için, incil'i almanca okuyabilmek için tam 30 yıl süren silahlı, kalı savaşlar verdiler. incil artık almanca okunmalıydı, eski çağdaki gibi, ortaçağ'daki gibi latince değil, almanca okunmalıydı. latince arka plana itilmeli, almaanca öne çıkarılmalıydı. latince ölü bir dildi, almanca dipdiri ve gelişen bir dil. latince latinlerin diliydi, almanca almanların dili. alman, kendi diline dört elle sarıldı. almanca kiliseye de girmeliydi, okula girdiği gibi. incil almanca okunmalıydı. almanlarda milli dil bilinci gelişmişti. almanca yazı dili, kültür dili, resmi dil olduğu gibi kilise dili, din dili de almanca olmalıydı. alman ülkelerinde okulda da, kilisede de ana dil almanca kullanılmalıydı. almanlar, bir kuşak boyunca milli dil uğruna savaş verdiler, ölümü göze aldılar ve öldüler. sonunda bu savaştan zaferle çıktılar ve almanca bayrağını kilise direğine de çektiler. zaferle sonuçlanan bu sürece "reform" dediler.
türkçe ezanın tarihe gömülmesi, türkiye'de arapça ezanın diriltilmesi, şeyhlere, dervişlere, hacılara, hocalara sunulmuş bir taviz, bir ödün idi. oy uğruna verilmiş bir ödün.büyük bir ödün, önemli bir ödün idi. özellikle doğulu şeyhlere, seyitlere ve de kürtçülere, bölücülere sunulmuş büyük bir ödün idi. arapça'yı isteyen de, bekleyen de onlardı. halk değildi. türk halkı değildi.
türk halkı arapça bilmez, arapça anlamaz. arapça bambaşka bir dildir, bizim dile hiç benzemez. halk, bilmediği, anlamadığı ve kolay telaffuz edemediği arapça'dan ancak kurtulmak ister. ezanı da, kameti de, duayı da, kuran'ı da, türkçe dinlemek, türkçe okumak ister ve istiyordu. türk halkı türkçe ezana alışmıştı, tutucu ve dincilerin baskılarına rağmen türkçe ezanı sevmişti, müezzinin ne dediğini anlıyordu.
--spoiler--
yazar bence çok doğru bir noktaya parmak basıyor. işimize geldiğinde "allahım sen bana yardım et." diyerek kendi dilimizde allah'a yalvarmayı biliyoruz ama işimize geldiğinde de arapça dua ediyoruz. bu belaları def eder, bu başarı getirir, bu evde saadeti artırır diyerek hacı hoca tayfası tarafından ezberletilen duaların arapça anlamının belki de küfür veya hakaret olmadığına garanti verebilecek kadar arapça hakimiyeti olan kaç kişi var ki bu ülkede?