kuran ı kerim in türkçe meali

entry88 galeri
    75.
  1. 80-ABESE:

    1 - (Peygamber) Yüzünü ekşitti ve döndü.

    2 - Kendisine âmâ geldi, diye.

    3 - Ne bilirsin, belki o temizlenecek?

    4 - Veya öğüt belleyecek de öğüt ona fayda verecek.

    5 - Ama buna ihtiyaç hissetmeyene gelince,

    6 - Sen ona yöneliyorsun.

    7 - Onun temizlenmemesinden sana ne?

    8 - Ama sana can atarak gelen,

    9 - Allah'tan korkarak gelmişken,

    10 - Sen onunla ilgilenmiyorsun.

    11 - Hayır hayır, sakın. Çünkü o Kur'ân bir öğüttür.

    12 - Artık dileyen onu düşünür.

    13 - O, değerli sahifelerdedir.

    14 - Yüksek tutulan tertemiz sahifelerde.

    15 - Yazıcıların ellerindedir,

    16 - Değerli, iyi yazıcıların.

    17 - O kahrolası insan, ne nankör şey.

    18 - O yaratan onu hangi şeyden yarattı?

    19 - Bir damla sudan, onu yarattı da biçime koydu.

    20 - Sonra ona yolunu kolaylaştırdı.

    21 - Sonra onu öldürdü de kabre koydurdu.

    22 - Sonra dilediği vakit onu tekrar diriltir.

    23 - Hayır hayır, doğrusu o, hiç Allah'ın emrini tam yerine getirmedi,

    24 - Bir de o insan yiyeceğine baksın.

    25 - Biz o suyu bol bol döktük.

    26 - Sonra toprağı nasıl da yardık.

    27 - Bu suretle orada ekinler bitirdik.

    28 - Üzümler, yoncalar,

    29 - Zeytinlikler, hurmalıklar,

    30 - iri ve sık ağaçlı bahçeler,

    31 - Meyveler, çayırlar bitirdik.

    32 - Siz ve hayvanlarınız faydalansın diye.

    33 - Kulakları sağır eden o gürültü geldiğinde,

    34 - O gün kişi kaçar, kardeşinden...

    35 - Anasından , babasından..

    36 - Eşinden ve oğullarından.

    37 - Onlardan her birinin o gün başından aşan işi vardır.

    38 - Yüzler var ki, o gün parıl parıl,

    39 - Güler, sevinir.

    40 - Yüzler de var ki, o gün tozlanmış,

    41 - Onları karanlık bürümüş,

    42 - işte onlardır kâfirler, haktan sapanlar.

    81-TEKViR:

    1 - Güneş katlanıp dürüldüğünde,

    2 - Yıldızlar bulandığında,

    3 - Dağlar yürütüldüğünde,

    4 - Kıyılmaz mallar bırakıldığında,

    5 - Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında,

    6 - Denizler ateşlendiğinde (suları çekilip, volkanlar halinde ateş püskürdüğünde),

    7 - Nefisler eşleştirildiğinde (iyiler iyilerle, kötüler kötülerle bir araya toplandığında),

    8 - Diri diri toprağa gömülen kıza sorulduğunda,

    9 - "Hangi günahtan dolayı öldürüldü?" diye.

    10 - Amel defterleri açıldığında,

    11 - Gök sıyrılıp açıldığında,

    12 - Cehennem kızıştırıldığında,

    13 - Ve cennet yaklaştırıldığında,

    14 - Herkes ne getirmiş olduğunu anlar.

    15 - Şimdi yemin ederim o sinenlere (gündüzleri gözden kaybolan yıldızlara),

    16 - O akıp akıp yuvasına gidenlere,

    17 - Yöneldiği an geceye,

    18 - Nefeslendiği (ağardığı) an sabaha ki,

    19 - Kuşkusuz o Kur'an, değerli bir elçinin sözüdür.

    20 - O elçi güçlüdür, Arş'ın sahibinin yanında çok itibarlıdır.

    21 - Orada ona itaat edilir, güvenilir.

    22 - Arkadaşınızı cin çarpmış değildir.

    23 - Andolsun o, Cebrail'i açık ufukta gördü.

    24 - O, gayb hakkında cimri de değildir.

    25 - O, kovulmuş bir şeytanın sözü değildir.

    26 - Hâl böyle iken, siz nereye gidiyorsunuz?

    27 - O, âlemler için öğütten başka bir şey değildir,

    28 - içinizden doğru gitmek isteyenler için.

    29 - Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince, siz dileyemezsiniz.

    82-iNFiTAR:

    1 - Gök çatladığı vakit,

    2 - Yıldızlar döküldüğü vakit,

    3 - Denizler yarılıp akıtıldığı vakit,

    4 - Kabirlerin içi dışına getirildiği vakit,

    5 - Herkes neyi önünden gönderdiğini ve neyi geri bıraktığını bilir.

    6 - Ey insan! ihsanı bol Rabb'ine karşı seni aldatan nedir?

    7 - O Allah ki seni yarattı, seni düzgün yapılı kılıp ölçülü bir biçim verdi.

    8 - Seni dilediği her hangi bir şekilde parçalardan oluşturdu.

    9 - Hayır hayır, siz cezayı yalanlıyorsunuz.

    10 - Oysa üzerinizde koruyucular var.

    11 - Değerli yazıcılar

    12 - Onlar, siz her ne yaparsanız bilirler

    13 - Kuşkusuz iyiler nimet içindedirler.

    14 - Kötüler de cehennemdedirler.

    15 - Ceza günü ona girecekler.

    16 - Onlar o cehennemin gözünden kaçamazlar.

    17 - Ceza gününün ne olduğunu sen bilir misin?

    18 - Evet, bilir misin nedir acaba o ceza günü?

    19 - O gün, hiç kimsenin başkası için hiçbir şeye sahip olamadığı gündür. O gün buyruk yalnız Allah'ındır.

    83-MUTAFFiFi

    1 - Eksik ölçüp tartanların vay haline!

    2 - Onlar insanlardan kendilerine bir şey aldıkları zaman tam ölçerler.

    3 - Kendileri başkalarına bir şey ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik ölçer ve tartarlar.

    4 - Onlar tekrar diriltileceklerini zannetmiyorlar mı?

    5 - Büyük bir gün için.

    6 - Öyle bir gün ki, insanlar o gün Rabblerinin huzurunda divan duracaklar.

    7 - Hayır hayır, kötülerin yazısı muhakkak Siccin'dedir.

    8 - Bildin mi sen, Siccin nedir?

    9 - Yazılmış bir kitaptır o.

    10 - Vay haline yalanlayanların o gün!

    11 - Onlar ceza gününü yalanlayanlardır.

    12 - Onu ancak sınırı aşan ve günaha düşkün olanlar yalanlar.

    13 - Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, "eskilerin masalları" der.

    14 - Hayır hayır, öyle değil. Aksine onların kazandığı günahlar kalplerinin üzerine pas olmuştur.

    15 - Hayır hayır, doğrusu onlar o gün Rablerini görmekten mahrumdurlar.

    16 - Sonra onlar muhakkak cehenneme girecekler.

    17 - Sonra da onlara: "işte bu, yalanlayıp durduğunuz şeydir" denilecek.

    18 - Hayır hayır, iyilerin yazısı muhakkak Illiyyîn'dedir.

    19 - Bildin mi sen, Illiyyîn nedir?

    20 - Yazılmış bir kitaptır o.

    21 - Allah'a yaklaştırılmış melekler ona tanık olurlar.

    22 - Haberiniz olsun ki, iyiler nimet içindedir.

    23 - Tahtlar üzerinde etrafa bakarlar.

    24 - Yüzlerinde nimet ve mutluluğun sevincini görürsün.

    25 - Onlara damgalı saf bir içki sunulur.

    26 - Onun sonu misktir. işte ona imrensin artık imrenenler.

    27 - Karışımı Tesnim'dendir (En üstün cennet şarabındandır).

    28 - Allah'a yakın olanların içecekleri bir kaynaktır o.

    29 - Doğrusu o suç işleyenler inananlara gülüyorlardı.

    30 - Onlara uğradıkları vakit birbirlerine göz kırpıyorlardı.

    31 - Evlerine döndükleri zaman zevklenerek dönüyorlardı.

    32 - Müminleri gördükleri vakit; "işte bunlar sapıklar" diyorlardı.

    33 - Oysa onlar müminler üzerine bekçi olarak gönderilmemişlerdi.

    34 - işte bugün de inananlar kâfirlere gülecek.

    35 - Koltuklar üzerinde etrafa bakacaklar.

    36 - Nasıl, kâfirler yaptıklarının cezasını buldular mı?
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük