türkiye suriye ilişkileri

entry13 galeri
    10.
  1. şimdi bazı arkadaşlar önceliğimizin bölücü terör örgütü olduğunu, dolayısıyla suriye'de ne işimiz olduğunu soruyor. tabi bunlardan önce bölücü terör örgütünün dış destek olmadan varlığını sürdüremeyeceğini bilmek gerek. pkk dediğin sadece bir örgüt değil. birçok ülkenin bize karşı örtülü savaşının diğer adıdır aynı zamanda. peki örtülü savaşa karşı düzenli ordu ile mücade edebilir miyiz? edemeyiz. bakın dünyanın en güçlü ülkesi birleşik devletler afganistan'da 10 yıldır varlığını sürdüyor ve bu kadar teknolojik donanıma rağmen taliban'ı bitirebildi mi? hayır. çünkü ortada bir asimetrik muharebe var. onun haricinde şöyle bir gerçek de var; bizim elimizdeki kartlar bölücü terör örgütünü destekleyen ülkeleri caydırmaya yetmiyor. işte buna bağlı olarak elimizdeki kartların sayısını ve çeşidini artırmamız gerekiyor. suriye olayına da öyle bakmak gerek. ortak kabine, vizesiz geçiş, yüksek ekonomik işbirliği gibi alanlarda türkiye zamanında suriye'yi hep destekledi. ama maalesef sonuç değişmedi. esad'ın patronu yine rusya ve iran olarak kaldı. yani yönetim değişmediği sürece suriye'nin iran ve rusya'nın bölgedeki kartı olarak kalacağı anlaşıldı. eğer suriye'de yaşanacak yönetim değişikliği arzu ettiğimiz gibi olursa, bölgede dengeler değişecektir. bu da bizi bölgede rol almaya iten sebeplerin başında gelir.

    ayrıca şunu da söylemek gerekir -ki bu ayrıntılar çok çok önemlidir-

    devletler arasında dostluk, kardeşlik, kan bağı gibi bireysel değerler yoktur. azerbaycan-türkiye-pakistan ilişkileri de buna dahildir. gerektiği zaman bir ülkeye diğerinden daha fazla destek verirsin. onun politikalarını desteklersin ancak bu kardeşliğe değil, tamamen çıkar ve menfaat ilişkisine dayalıdır. ticarette olduğu gibi.

    bugün arabistan ile aynı politik zeminde çıkar birlikteliği yaparsın, eş güdümlü siyaset izlersin, ancak menfaatlerin çatıştığı noktada farklı politika uygularsın. örnegin 2003 tezkere meselesi gibi. devlet meseleleri menfaat üzerine kuruludur ve sinsidir. öyle bir adım atarsın ki geri dönemezsin bazen. rusya'nın suriye meselesinde geri adım atamaması gibi.

    sanılmasın ki suriye meselesinde hükümetin aldığı karardan ötürü isyancılar desteklenmekte. devleti hükümet tek başına yönetmez. o sistemin arkasın da müsteşarlar, stratejistler, her türlü dalavereye karşı akıl yürüten, bilgiyi işleyen, geçmiş ile geleceği kurgulayan bir dünya yetişmiş - yetiştirilmekte olan insan mevcut. insan bireysel olarak unutur ancak devlet aklı bin yıllıktır, unutmaz. 100 yıl önce yaşanmış bir meselenin cevabı 100 yıl sonra zamanı gelmiş ise verilir.

    suriye bugün yıllarca ülkemize karşı yaptığı dalaverelerin karşılığını almakta. ve bunu uluslararası düzen de istemekte. bir koordinasyon sağlanmış, suikast için tüm hazırlıklar yapılmış, çevresel etkenlerin tamamı buna hazır iken biz niçin geri duralım? bazen öldürmek gerekir. dünya, hayallerimizi yansıttığımız pembe, mavi, sarı, yeşil renkler ile bezenmiş resimler gibi değil maalesef. çıkarın neyi gerektiriyorsa onu yaparsın.

    mesela ingilizlerle tarihimize yüzeysel olarak bakalım. rus savaşları için sürekli ingilizler bize maddi yardım yapmaktaydı. ilişkilerimiz dönem dönem çok iyiydi. sonra kötüleşti. neredeyse her cephede kendileri ile savaştık. sadece onlarla da savaşmadık, müttefikleri ile de. bugünkü ilişkimize baktığımız zaman ingiltere ile stratejik işbirliği yapıyoruz. ilişkilerimizin ilk başladığı 250 yıl önceki dönemlerde olduğu gibi devam etmekte. ancak onlar bizim, biz de onların açığını beklemekteyiz. ama gün gelecek ingiltere ile savaştığımız o karanlık yılların hesabı sorulacaktır. bundan kimsenin şüphesi olmasın.

    yukarıda da söylediğim gibi, suriye devleti tarihin derinliklerinde yaptıklarının cevabını bir şekilde hem alıyor hem de çıkarlarımıza göre ortamı devşiriyoruz. önümüzde yeni bir sistem kuruluyor ve bu sistemin ülkemizin çıkarlarına göre kurgulanması için devletimiz o bölgede mücadele etmekte.
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük