gülistan

entry44 galeri
    25.
  1. mehmet şamil baş'ın güzel şiiridir.

    Gülistan, bul kokuyu! istanbul gülümsesin
    Ne kadar solsa rengin bülbüle kırmızısın
    Heybesi gül tohumu münzevî âşık benim
    Sen şehrengiz güzeli, sen şâirân kızısın
    Elim var ellerinde, fermansız şehzâdenim
    Gül istanbul kokulu, gülüm istanbul sesin

    Üsküdar'da her yangın utanır yağmurundan
    Beyoğlu'nda temâşâ, Ayasofya'da mâtem
    Şafak Dolmabahçe'de öpüyor islâmbol'u
    Bâbıâlî kederli, sahaflarda bin elem
    Sorsak söyler mi deniz: nerde Hüdâyî Yolu
    Üsküdar da utanır her yangın yağmurundan

    Leylâ'sını arayan kalbimde istanbul'dur
    Kaç nağmeye sarılsam dilimde kalan hüzzâm
    Üzülmem, dervişinim, köşe bucak benimsin
    Tanıksın yüreğime, hoşgörün ne muazzâm
    ister adını duysun, ister kıyında gezsin
    Leylâ, aranan aşkın kalbinde istanbul'dur

    istanbul kalabalık, ne çok sevdâ her şeye
    Renklenir yedi tepe, yedi gök efsânesi
    Duygular mı mültecî zindanda ve sarayda
    iki denize mahrem, ağlayan Kız Kulesi
    Gökyüzünde ilkbahar, yaz sonbahar, kış şeydâ
    istanbul ne çok sevdâ kalabalık her şeye

    Sularda secde eden elleridir Sinan'ın
    Âşiyân kubbelerde kandillerin şavkı var
    Dökülsün çeşmelerden gözyaşları Çınar'ın
    Kehribâr tesbih gibi çekilsin leyl ü nehâr
    Çağırın minareler, sonsuza dek çağırın
    Sular da elleridir secde eden Sinan'ın

    Türbeler, siz söyleyin tutar gibi elimden
    Hû çekmez mi serviler kabristan ağlar diye
    Kaç güvercine mesken avlular ve cumbalar
    Beş vakit, çocuk gibi gülen Süleymâniye
    Topkapı kaç geline çeyiz sandığı saklar
    Tutar gibi söyleyin bu türbesiz elimden

    Âh! gizli ve âşikâr, tenhâ sokaklarından
    Haliç'e inmek için sıralanan odalar
    Çocuğunum kaybolan, hayalleri yaramaz
    Martı mı, kırlangıç mı, kuğu mudur adalar
    iskelede kalınca hangi vapur yas tutmaz
    Âh! tenhâ ve âşikâr, gizli sokaklarından

    Neyleyim, kır kalemi, sessizliğin de şâir
    Köprülerin yetmiyor vuslata kadîm şehir
    iki sevgili gibi her yakanda bir hüzün
    Kimine şerbet oldun, kimine dâr ve zehir
    Haritaya sığmayan manzaralarda yüzün
    Neyleyim sensizliği, kırsın kalemi şâir

    Boğaz'da gezgin gibi akşamlayan gölgeler
    Sırrını keşfediyor Çamlıca'da güneşin
    Mecalsiz erguvanlar söylenmemiş şarkıdır
    Mehtaplı gecelerdir masal eğlencelerin
    Yoksa sabahladığım kuşlarla rıhtım mıdır
    Boğaz'da akşamlayan gezgin gibi gölgeler

    Ulubatlı gözlüyor surlardan bakan tarih
    Eyüpsultân'da hâlâ Akşemseddîn duâsı
    Düşleriyle Fatih'in kapanan eski zaman
    Ey yirmi bir yaşımın hiç bitmeyen hülyâsı
    istanbul, Dersaâdet, Konstantin ve Âsitân
    Ulubatlı surlarda gözlerden akan tarih

    Lâledân bildim seni, sen yine gülistan bul
    Ayrılık bahçesinde bülbül gibi ağlayan
    Fetih müjdeli diye gülsüz adın bak yarım
    Muammâ yalnızlığı talihime bağlayan
    Yazmak bana mı düştü, nakkaş mı parmaklarım
    Lâleden bildim seni, yine de gül istanbul.
    0 ...