Bir çok amaçla yapılan/yaptırılan mistik pisliklerin tümü.
belli sembol, tılsım, obje, söz ve daVranışlarla yapılır.
Şunu aklınıza çok çok iyi sokun: komşu, akraba, arkadaş gibi kişilerin ikram ettiği yiyecekleri yemeyin, içecekleri içmeyin! Çünkü sihir-büyü işleri asla tahmin edemeyeceğiniz kadar yaygındır, hiç ihtimal vermeyeceğiniz insanlar bu işi yaptırmaktadır.
Bu tip olaylara bir iki örnek vermek istiyorum:
bunlardan biri bir arkadaşımla aynı apartmanda oturan sevimli bir teyzenin arkadaşımın evine bir tabak pasta, börek getirip 'bunları x'e getirdim' şeklinde başlayan olay.
ikinci örnek üniversitede okumakta olan kadirhan'ın başına geldi. Kadirhan kanı kaynayan bir genç. Genellikle mahalleli gençlerle oturduğu binanın kapısında maç yapar ve tabii terler içerisinde ve susuzluktan dili-damağı kurumuş halde 5. kattaki evlerine çıkardı. Yine bu vaziyette eve çıkarken komşu kadınlardan birisi kapıda kadirhan'a limonata ikram etti. Limonatayı içen kadirhan'ı bekleyen sürprizler vardı. Kadirhan artık eskisi gibi kapıda maç yapamaz, basketbol oynayamaz hale geldi. Vücudunda bir ağırlık ve özellikle ense bölgesindeki kaslarda aşırı kasılma nedeniyle ağrılar başgösterdi. iş ciddiye binince hastahaneye gittiler, tahliller sonucunda çok geçmeden kadirhan'da hipertroidi nedeniyle kalsiyum metabolizmasının bozulduğu teşhisi konuldu. Tedavisi için gata'ya sevk edildi. Birkaç ayda bir gata'da yatılı tedavi görüyor ve geri geliyordu. Eski morali, canlılığı yoktu. Dersleri de dinlemek istemiyordu artık, çünkü ders esnasında ensesinde oluşan ağrıdan muzdaripti.
Bir gün yakın bir arkadaşıyla sohbeti sırasında arkadaşıla aralarında şöyle bir konuşma geçti:
- kadir, sana bir şey söylemek isiyorum yalnız kafanı karıştırmak da istemiyorum aslında. BiraZ tereddütlüydüm ama söyleyeceğim.
- hayırola neymiş ki?
- sizin yakınlarınızdan yada komşularınızdan birisinin ikram ettiği bir yiyecek yedin mi veya bir şey içtin mi hiç?
- bizde böyle şeyler çok olur. Niye sordun ki?
- bak kadir, senin bu hastalığın büyük ihtimalle normal bir hastalık, sen yine tedavine aynen devam et, kafan da karışmasın ama küçük bir ihtimal de olsa sana büyü yapmış olabilirler. Hani bu ihtimali de bir değerlendir derim.
- allah allah!..
- ben kesin öyledir demiyorum ama bir araştırmanızda fayda var.
- ben çok şaşırdım şimdi. Aklıma hiç böyle bir şey gelmemişti.
- tanıdığın iyi bir hoca var mı?
- benim yok da ablamların veya annemin
bildiği birisi olabilir. Ben bir sorayım.
...
Bundan sonra birkaç dakika daha bu mevzudan konuştuk, sonra ayrıldık. bir dahaki karşılaşmamızda annesi kadirhan'ı bir hocaya sormuş, hoca komşularından birinin limonata ile büyü yaptığını söylemiş.
Daha sonra kadirhan bir gece sabahı zor çıkarmış, geceyi kabuslar ve türlü sıkıntılarla kan ter içinde geçirdikten sonra sabahı zor etmişti. Hocanın 'bu gece çok sıkıntı çekebilir' dediğini annesi söylemeyi unutmuştu.
bir-iki ay sonra kadirhan'ın yeni tahlillerindeki kan kalsiyum seviyesinde şaşırtıcı bir düşüş görüldü. Ama hala normal sınırların biraz da olsa üstündeydi. Tedavi iki koldan da devam ediyordu ve kısa zaman içerisinde normale döndü. Hastalığın kaslarda bıraktığı yorgunluk ve pSikolojik izler dışında geriye bir şey kalmadı. Şimdiyse tamamen normale dönmüş durumda.
ikinci olaydaki kadirhan'ın arkadaşı benim. Ona bu fikri vermemin sebebiyse bizzat benim başıma gelen bir şeylerdi.
inanıp inanmamak size kalmış, hatta inanmayın da ama siz siz olun, ikramları kibarca geri çevirin, komşuların getirdiği yemekleri alın ama çöpe dökün, buz dolaplarında yer kalmadığını söyleyerek sizin dolabınızda durması rica edilen şeyleri kabul etmeyin, sizin buzluğunuzun da dolu olduğunu söyleyin.
Allah herkesi bu gibi pisliklerden muhafaza etsin.