karşı evden bahçemize sızıp gelip taşı atıyorlar.camımızı çerçevemizi kırıyorlar ve kaçıyorlar.bu yüzden her gece kapıya nöbetçi koyuyoruz.evin oğlu bekliyor kapıda.biz ailecek uyuyoruz.bu kez yine belli belirsiz bahçemize sızıp bizim nöbetçinin kafasına taşı atıyorlar.yani bizim oğlanın kafasını gözünü yarıyorlar.peşlerine düşünce de bahçeden çıkıyor evlerine dönüyorlar.ama biz o eve hiç gitmiyoruz.
sürekli o karşı evden çıkıp bize karşı kahpece saldırıyorlar.biz sadece nadiren o karşı eve uğrayıp onlar gibi taş atıp geri dönüyoruz.onu da göstere göstere törenle yapıyoruz.daha gitmeden herkesin haberi oluyor. onlarla bizim tek farkımız bizim attığımız taşlar daha büyük.kaya ebadında.cam çerçeve dışında evin duvarını bile yıktığı oluyor.ama sonuçta bişey değişmiyor.yine evlerini onarıp bir süre sonra tekrar bahçemize sızarak evimizi, kapı önünde nöbet duran çocuğumuzu taşlayıp kaçıyorlar.
halbuki böyle bir durumda ne yapılması gerekir. gidersin o eve bu kahpelikleri yapan kim varsa tepelersin kafasını koparırsın biter gider.oradan o soysuzları def edinceye kadarda ayrılmazsın.biz bunu yapıyor muyuz? cevabı malesef hayır.
emperyalizm suriyeye göz dikti diye onun kirli oyunlarına taşeronluk edip suriyeye nasıl saldırırız diye düşünüyoruz ama kendi davamız olan terör konusunda hiçbir somut adım atmıyoruz.
dolayısıyla bu işin topla tüfekle bir alakası yok.sen düzenli ordusun.biryerde konuşlanmıiş bekliyorsun.o ise seyyar.amacı terör.yani propoganda.her yer onun. dağlar, tepeler,köyler türkiye sınırında k.ırak sınırında hiç farketmiyor.zaten bölgede iki sınır arasında 3 bin metreyi bulan dağlar var.rahat rahat sızıyorlar.insansız hava aracı filan hikaye.bir şemsiye ile rahat rahat sızıyorlar sınırdan.
toplaşıyor 40-50 kişi bir karakol seçip kahpece en kuytu zamanda saldırıyorlar.ne kadar zayiat verirlerse kar gözüyle bakıyorlar.senin askerinse kurbanlık koyun gibi bekliyor.eli kolu bağlı.karakolda bekleyip vuruşacak ve arasırada operasyona çıkıp dağ tepe terörist arayacak.yani sürekli dezavantajlısın.çünkü onun ana merkezine çıktığı yere hiç gitmiyorsun.
söylediklerimin ispatı 1995-2000 yılları arası yürütülen terörle etkin mücadeledir.bir sürü sınır ötesi harekat yapıldı ki aslında yine kandile gidilmedi.sadece k.ırak sınırı içindeki sınırımıza 10 km'ye kadar olan bölgedeki pkk kamplarına kara harekatları düzenlendi.binlerce pkk'lı öldürüldü.bu süreçte şehir yapılanmlarına karşıda etkin bir mücadele sürdürüldü.sonuçta 95'DE mevcudu 10 bini bulan pkk önce 97'ye doğru 5 binlere ve 2000 yılına doğruda 1000 - 1500 civarına düştü.çünkü artık ne eskisi gibi sürekli dağa insan çıkarabiliyordu ne de dağda k.ıraktaki kamplarında tutunabiliyordu.zaten kan uykusu belgeseli yeterli kanıt niteliğindedir.
sonuç itibariyle 2002 yılına gelindiğinde o pkk kamplarında türk askeri vardı.30 bin türk askeri konuşlanmıştı sarp dağların bittiği noktalarda kuzey ırakta ağır silahlarla.pkk sadece 1000 kadar mevcuduyla kandilde tek bir terör eylemi yapamaz şekilde bekliyordu.kandilden burnunu bile çıkaramıyordu. ki 2000-2001 ve 2002 yıllarına baktığımızda nerdeyse hiçbir terör eylemi görmeyiz.verilen şehitlerin sayısıda 6'dır 7'dir.onlarda rutin arazi taramalarında geçmişte döşenmiş mayınlar yüzündendir.
ne zamanki abd ırak'a girdi.kuzey ıraktaki peşmerge unsurları özgürleşti.sonra pkk'nın hamiliğine soyundular.abd ıraka girmeden önce türkiyeden o 30 bin askeri çekmesini istemiş akp iktidarı aynen kabul etmişti.dolayısıyla artık pkk kuzey ırakta rahatlamıştı.akp iktidarının göz yummasıyla şehirlerde yeniden pkk unsurları rahat hareket etmeye başladı.böylece yeniden pkk'ya militan tedariki kolaylaştı.yavaş yavaş palazlanan mevcudu yeniden 4-5 binlere yükselen pkk 2004'ten itibaren yeniden terör eylemlerine başladı ve o günden bu yana artarak bu eylemler sürdü.
dolayısıyla terör 2000 yılına gelindiğinde bitirilmişti.en azından terör eylemi yapamaz duruma getirilmişti.bataklık kurutulmadı.doğu ve güneydoğunun yoksulluğu işsizliği sefaleti giderilmedi.oradaki feodalite yıkılmadı.terör yandaşı unsurlar tamamen yok edilmedi.avrupadaki lojistik ağı çökertilmedi.kandile gidilmedi.ama sadece etkin askeri yöntemler bile terörü pasifize etmeye yetti.ancak işte 2003 yılından itibaren yapılan yanlışlar ki sadece iktidar değil genelkurmayında bu yanlışlara göz yumması terörün bu noktaya yeniden tırmanmasını sağladı.
elbetteki sadece terörün çıktığı beslendiği yere gitmek yani kandile türk bayrağını dikmek yetmiyor.yukarıda belirttiğim üzere bataklığı kurutacaksın.feodaliteyi yıkacaksın o bölgede.avrupadaki lojistik ağını çökerteceksin. k.ıraktaki peşmergeleri yok edeceksin.ne barzani bırakacaksın ne talabani ve tabi doğu ve g.doğuya iş götüreceksin eğitim götürecesin.bak o zaman bir daha terör peydah edilebiliyormu.ama işte bunları yapmak için amerikan boyunduruğundan çıkmak lazım.türk milleti din bezirganı amerikan işbirlikçilerine kanıp aldanmaya devam ettiği sürece bu sıkıntıları hep yaşar ve işin kötüsü ülkenin bölünmez bütünlüğü her geçen gün daha da tehlikeye düşer.