sıkıcı olmayan hikayeler

entry20 galeri
    ?.
  1. Akşam dışarı çıkıcaz diye kararlaştırmıştık. Sevdiğim kızdı o, ve adını telefonun ucunda duymak bile içime bir heyecan,bir huzurla karışık mutluluk dolduruyordu. O gün buluşacağımızı düşündükçe ölümsüzlüğe ulaşmış kadar mutluydum. Sırf onunla buluşcam diye saç sakal traşı olacakatım ki ben bu tür şeyleri yapmazdım aynaya bile bakmazdım. Bahsettiğim kadın bana tekrar aynaya bakmam gerektiğini hatırlatıyordu. Daha doğrusu aynaya onun için bakıcaktım çünkü, ona beslediğim derin duyguların aynısını, bana hissetmesini istiyordum. bu ancak bakımlı olursam olur, diye düşünüyordum. Berberden çıkınca kendimi iyi hissetim. Kadınların her depresyona girdiklerinde bu durumu neden sık sık yaptıklarını anladım. Gökyüzünde parlayan güneş bu sefer tam anlamıyla içimi ısıtıyordu. Eve gittiğim aynaya bakıp, bugünden itibaren herşey değişcek ve umutsuzluğu bir kenara itip mutlu olucaksın darkwall dedim. bu kadına bu kadar güven duymamtaki en büyük neden kendi kanım ve canım olan ablamın en yakın arkadaşının kız kardeşi olmasıydı. Ablamdan gelen bir güvendi ve gerçekten güzeldi. Normalde yazlık beldelerinden çeşmeyi sevmem bana çok yapmacık insanlarla dolu bi yer gibi gelir orası ancak söz konusu oyken oraya bile gitmeyi kabul etmiştim. Kuzenime telefon açıp bir kaç gül geliceğimi söyledim. Kuzenim şaşırdı hayırdır? kuzen çağırırız çağırırız gelmessin hangi rüzgar attı seni diye merak etti. Durumu anlatınca mutlu oldu ama bana bu kadar kaptırmamı söyledi. Bende herşeyi anlattım ablamın arkadaşının kız kardeşi oğlum çok tatlı biri ve bir o kadarda ağır başlı. Çeşmeye vardığımda hava güzeldi tipik çeşmenin insanları ve züppe tayfaları oradaydı. Benim maddi durumum kötü değil ancak yaradılışımda bu tür şeyler bana ters geliyo bu sebepten çeşmede yaşayan orjinal insan modelleri pek bir itici geliyordu bana.(istisnalarda varmış demekki) Bana göre bir istisna olan o hatunla buluşucaktım. Akşam hazırlandım içim içimi yiyor. En son ki ilişkimi bitireli yıllar olmuştu ve ilk defa tekrar biriyle dışarı çıkıp iyi vakit geçircektim. Saaat 9 gibi sahilde buluşup ordanda rüzgarın estiği yere gidip zaman geçircektik. Saat 8'de sahildeydim ben ve derin derin düşünüyordum. Acaba kontrolü elimde mi tutmalıydım? kendimi frenlemeli miydim? veya kendimi geri planda bırakıp onu sürekli ön plana mı çıkarsaydım. Bu tür sorularla beyin fırtınası yaşarken en son karar kıldığım noktaya varmıştım. Kendim gibi olcaktım, şaet beni ben gibi kabul ederse, her kadının düşlediği o tiyatrocu adamlar gibi olmama gerek kalmıcaktı. Saat 9 olduğunda hava kararmış sahilde hala onu bekliyordum. Saat gelmişti ve kalp atışlarım hızlanıyordu. Saat 9'u çoktan geçmişti farkındaydım ve ben sadece denizin ötesindeki ufka bakıyorum saate bakmak istemiyordum. ufku izlerken arkamdan bir ses duyup onun gelmesini diliyordum. Neyse ki sonunda aramaya karar verdim. Aradığımda telefon çalarken bi tarafım hayal kırıklığı ile yıkanmış diğer yanımsa onu merak ediyordu. Telefonu açtığında sesi biraz üzgün ve heycanlı geliyodu.-Gelmedin dedim.-Gelemedim diye cevap verdi. Nedenini sorunca anneannesini hastaneye kaldırdıklarını ve durumun ciddi olduğunu söyledi. Çeşmede yalnızca 1 tane hastane vardı. Gelmemi ister misin? diye sorduğumda,hayır gerek yok sağol dedi. Ona karşı hisslerimden ötürü iyi düşünemiyordum, daha doğrusu onu kaybetmek istemediğim için yalan söylemiyor diye kendimi şartlandırıyodum. Ertesi gün buluşcaktık yani telefonda öyle konuşmuştuk. Ertesi gün sanki hiçbişey olmamış gibi yine hazırlandım. Kuzenimde sakin bi halde beni izliyor, şimdi düşünüyorumda ne komik sanki olacaklardan haberdarmış gibi. Çıktım yine aynı sahilde bekliyorum. Yine gelmedi ağlamaklı oldum belkide ilk kez. Sırf kendimi avutmak için hayır dedim bu sefer o beni arıcak,aramalı..beni unutmuş olamazdı. Gece 12'ye kadar bekledim arayan olmadı tabiki elim telefona gidiyordu onu aramak istiyordum. Telefon açan yine bendim ona bağımlı hale gelmiştim hemde bu kadar kısa sürede. Ne garip bu sefer bana köpeğinin kaybolduğunu ve ailece onu aramaya başladıklarını söylüyordu bu işte son geldiğim noktaydı bu sefer emindim yalan söylediğine ama sebebini merak ediyordum. Onunla buluşcağım için biriktirdiğim paramın artık önemi yoktu. Gece yine yalan olmuştu benim tabirimle.. Eve döndüğümde yüzümden düşen bin parçaydı. Kuzenim yüzümdeki ifadeden sonra birşeylerin ters gittiğini anlamıştı. Daha kapıdan içeri girip ayakkabılarımı çıkarmıştım ki, hiç çıkarma dedi. 10 dakika sora dışarı çıkıyoruz izin ver dedi. Telefon açtı, o gün bi arkadaşının doğum günü varmış ve benim kuzende davetliydi. Kuzenin 10 dakika sonra hazır olduğunu görünce şaşırdım. Sırf beni iyi hissetirmek için belkide gitmek istemediği bi yere gidicekti,bunu belli etmese bile tavırlarından belli oluyodu. Doğum gününün kutlanacağı mekana vardık. Saat gece 1'de başladı kutlama kızı tanımama rağmen güler yüzle karşılamıştı bizi, doğum günü kızı sırasıyla arkadaşlarıya tanıştırdı. Daha gelen çoktu belli ki kız popüler bi tipti. Ortam bana hitap etmesede hoşuma gitmişti. Biz oraya daha geleli henüz 20 dakika olmuştu ki hala sahilde, sevdiğim kız tarafından ekildiğime inanmak istemiyordum. kafamın içinde ona dair o masum portreyi kirletmek istemiyordum. Yine ondan ne kadar çok hoşlandığımı hatırlatıyordu bu durum. ikilemdeydim ister istemez ancak ikilemden çıkmak gibi bir çabam yoktu çünkü gerçekleri kabul etseydim, canım daha çok yanıcaktı bunun farkındayım. bu derin duyguların içinde yüzerken millettin nede güzel eğlendiğini fark ettim. ben niye eğlenemiyordum? sevdiğimdi o kadın, sevgilim değildi yani bana karşı bi yükümlülüğü yoktu ki. bunu düşünerek biraz eğlenmeye çalıştım. etrafta çiftler dans edip, kimileri sevişirken insanların mutluluk diye hitap ettikleri şeyin ne kadar sığ duvarlar arasında sıkıştığını anladım. Kuzenle alt kata indik parti ordada devam ediyordu. Gece ilerledikçe insanlar kendilerini kaybediyordu bende kendimi kaybedercesine eğlenmek istedim ama boğazım düğümlenmişti bi kere. ne olduysa o gece bi çiftin deli gibi öpüşürken gördüğümde oldu, 500 kişinin arasından o kişiye denk gelmek bana yine ne kadar aptal bi adam olduğumu hatırlattı. Kafamda sürekli ertelemeye çalıştığım o noktaya gelmiştim. Sahilde beklediğim kadındı bu sevdiğim ve o ana kadar masumiyetini kaybetmemiş olan kadın. Adamın biriyle sevişiyordu, gözlerini kapatmış belli ki bu işten zevk alıoyordu partneride aynı şekilde. Beni fark etmedi üst kata çıktım kuzen noldu demeden anlamıştı olayı zaten. En güzeli buradan yürüyüp çıkıp gitmek dedim kendi kendime başlarda sonra bu fikrimden vazgeçtim. Doğum günü kızının sevgilisi yoktu ve hoş bi hatundu o gecenin tadını çıkarmak için elverişliydi yavşak biri değilim yanlış anlamayın. Kızın yanına gidip usulca ''bu gece benimle birlikte eğlenir misin?'' diye sordum. Kız nedenini sorduğunda herşeyi anlattım ve bunun bi öneminin olmadığını anlattım. Doğum günü kızıyla eğlendik hemde deli gibi. ben sinirlerime hakim olup kendi kendime herşey geçti diyerek kendimi kabullendirmeye çalışıyorum. Karşımda alımlı dünyalar tatlısı bi kız vardı ki henüz 1 saat geçmişti ve benimle eğlenmeyi kabul etmişti. Gece doğum günü bittikten sonra doğum günü kızını evine kadar bıraktım. Melis yorulmuştu artık ve bana gece için teşekkür etti. bende beni doğum gününe davet ettiğin için teşekkür ederim dedim. yalnız doğum günüme davet etsem iyi dedi. Gülümsedim. zannedersem bana laik olan beni bulmuştu bu tamamen raslantıydı.
    0 ...