bundan iki yıl önce üç kız birimizin evine gittik. evde viski, bira, şarap ne varsa sildik süpürdük. hatta beyaz şarapla birayı karıştımak gibi pislikler yaptığımızı da hatırlıyorum. biz baya içtik işte, sonra x dediki dışarı çıkalım. klasik muhabbeti yaptık tabiki; 'çıkalım kızaaam zaten ben şarhoş değilim ki yaa'. bunu söylerken ben dünya nın her hareketini hissedebiliyordum, dönüyorduk, yemin ederim bi ara ay bana doğu geldii gittii. sonra biz dışarı çıktık, 3 kızız başka kimse yok yanımızda. indik bostancı sahile. normalde 'ayy ayyasşlar var orda. gitmem ben bostancı sahilee' derdik. ama o an bizde ayyaş modundaydık, hiçbirimiz ses çıkartamadan gittik. dilenci bi adam bankta oturuyordu başladık onunla muhabbette: 'abiii sen niye dilenionyaa?' 'git başımdan manyakk mısın nesin.' gibi çok sıcak bir diyalog geçti aramızda, ama tam hatırlayamıyorum maalesef. adam bizi uğurlayınca biz de kalktık, migrosa girdik. orda çok yakışıklı bi adam var, çalışan. biz viskinin etkisiyle fısıldaştığımızı sanıp bağıra bağıra konuşuyormuşuz. adam yanımıza gelip 'öhöhö hanımefendi biraz sessiz olursanız sevinirim' dedi. yüzlerimiz kızarmış halde çıktık ordan. sonra eve geldik, bi kaç badak kırıp sızmışız.