cumhurbaskanini halkin secmesi

entry101 galeri
    63.
  1. yazarın, sosyolojik açıdan toplumsal tasarım kavramıyla açıklamaya çalışacağı başlık.

    insan, bilgiyi öncelikle gördükleriyle, duyduklarıyla yani algılarıyla edinir. o halde bilincin dış çevrenin oluşumları tarafından belirlendiğini söyleyebiliriz. dış çevrenin etkisiyle oluşan bu bilgileri, duyguları, düşünceleri zihnin içi olarak kabul edersek; bunları yönlendiren, sistemli bir bütün haline getiren bilincin de bir biçimlendirme etkinliği olduğuna şüphe yoktur. bilinç, ilk etapta nesnelerle oluşur fakat daha sonra insan ilişkileriyle ve gözlemleri aşan fikirlerle-tasarımlarla gelişir. işte bu aşamada ve devamında toplumsal tasarımların oluşumu ve hayatımızın her alanına etkileri gündeme gelecektir.

    bireyi toplumuyla kaynaştıran, kabul görmesini ya da dışlanmasına neden olan duyguları, sevinçleri, değer yargıları onun toplumsal tasarımlarını oluşturur. toplumsal tasarımlar, bir nevi bireye bağlıdır ama aslında onlarınkinden tümüyle bağımsızdırlar. toplumsal yaşam insan zihninde bazı tasarımların oluşmasına yol açmaktadır.

    ilk aşamada algılarımıza bağlı olan toplumsal tasarımlar, daha sonra bunu aşıp özerk gerçeklikler haline gelirler. ve bu noktadan sonra belirleyici olan, tasarımların içinde bulunduğu koşullar ya da ortam değil tasarımların birbirlerine benzerliği-yakınlığıdır. yani artık önceki toplumsal tasarımımız sonrakini belirler konuma gelmektedir ve bir nevi kemikleşme-sistemleşme söz konusu olmaktadır.

    toplumsal tasarımların konumuzla ilgili kısmı da buradadır. ülkemizde, toplumsal tasarımlarımıza baktığımızda aslında geçmiştekinden çok da bir içerik farkı yoktur. üzerinden yıllar geçse de bunlarda çok şey değişmemektedir. örneğin kadın-erkek eşitsizliği, insan haklarına saygıda eksiklikler, şiddet eğilimlerimiz gibi. işte cumhurbaşkanını halkın seçmesi noktasında da benzer bir tasarımımız var bana göre. yüzyıllardır padişahlıkla, sultanlıkla yönetilen bir toplumumuz var. bunun aksi bir yönetim şekline cumhuriyetle kavuşabildik, yani çok kısa bir süredirböyle yönetiliyoruz. ve cumhuriyet tarihinde, nispeten çok oy ayan bir liderle karşılaştığımızda hemen başkanlık ya da yarı-başkanlık sistemine geçme tartışmaları başlıyor. rte yönetiminde ya da özal döneminde olduğu gibi.. bu durum da tek lider tarafından yönetilme konusundaki toplumsal tasarımımızı ortaya koyar niteliktedir.
    1 ...