Seks yapan, alkol içen, esrar çeken, bikiniyle denize göle girip orasını burasını gösteren, cilveleşen kızlar muhakkak, hem de feci şekilde ölür ve cezalarını çekerler (kafaları ayrılır, yani hem bu dünyada hem öteki dünyada rahat yoktur onlara).
Bunun yanında gözlüklü, çok güzel olmasına rağmen kendini göstermeyen, saf, kalbi iyilik dolu, şimdiye kadar sevgili lafından anladığı sadece elini tutmak olan ve kendisine kocasına saklayan bakire mutaassıp aile kızları, ilk önce korkunç anlar yaşarlar (bu dünyadaki günahları için ilk önce bir güzel cehennem ateşi acısı çekerler) ama eninde sonunda muvaffak olurlar katili öldürür ve kurtulurlar (erdemleri sayesinde şeytanı yenip cennete giderler).
1975 ve sonrasındaki Amerikan teen slasher filmi çılgınlığının arkasında yatan sebep, puritan Amerikan toplumunun gençlere bu bakış açısıdır.
Aynı hesaplaşmayı endüstriyel toplumun acılarını çeken uzakdoğu toplumlarının son on yıldaki sinemasında değişik bir açıdan görüyoruz (ailenin terk ettiği çocuk (iş yüzünden çocuğunu bakıcılara teslim ediyorlar vs), intikam alınması gereken aile, intikam alan kız, kaybeden herkes vs).