adaletin sağlıklı işlemediği, asfaltların kurumuş sakızlarla dolu olduğu, trafikte canavar kesilen insanların ülkesi.
eskiden bu ülkede çöpler pencerelerden aşağı atılırmış, daha evvelsi tuvaleti olmayan versay taraflarına medeniyet taşınmış, fakat gün gelmiş aynı dolaylara bulaşıkçı taşımaya başlamış ülke.
beyefendi kelimesi sadece mafya babalarına mahsus olmuş bir gün gelmiş, kafa kesmelerden seçmeler eğitim dersleri verilirmiş televizyonlarda, zengin gençler kız arkadaşları üzerinde denermiş o naif psikolojiyi.
eğitim yuvaları ilim irfan yuvası, insanlarının günlük konuşmaları serin bir su kadar tertemiz ve akıcı imiş. bu ağzı-kalbi temiz insanlar o kadar kahramanmış ki, otoyol kenarında kalmış genç kızları evlerine kadar hiç bir ücret istemeden bırakırlarmış.
darbeler, cinayetler, katliamlar.. çok vatansever insanların yaşadığı bu ülke için "hayal kırıklığının başkenti" tabiri bile akla gelmez imiş..
kadın-erkek eşitliği, özgürlük, demokrasi, ilericilik denilince lafı kimseye bırakmayan halkın insanlarının yaşadığı yeşil bir gökyüzü olan bu ülkeden kim ve neden nefret eder?