hadi git deyip de veda edemiyorum sana
süzülür dumanında elbet hasretim
ve hatırlamıyorum sensiz yarı dolu bir bardaktan içtiğimi
çektikce dumanın zehrini buğudan daralmış nefesim
sıkılmış bir yumruk gibi patlıyor göğsümün ortasında
korkarım rabbim
nedir bu geceye çöken kara duman
oysa mutlu etmeye yeterdi
bir zamanlar ılık bir sis ile gelen ince yağmur ve peşinden savrulan rüzgarla yüzümü ıslayan yağmur taneleri, sonbahar gelirdi
sonrasında gök mavi yer yeşil bahçemize
anılarımızı da alıp göçerdik
arkasında kaybolup giderdi hayata meydan okuyan acılarımız.