-ooff deniz, daha doğru dürüst tanımadığım biri içim gelmiş ona aşık oldum diyorum.
-saçmalama kelly, insan birisinin sadece sesine bile aşık olabilir, tanıman gerekmez.
günlerce aklımda dönmüştü bu cevap, bir insanı tanımadan, sadece sesine bile aşık olabilirsin demişti, bense o zamanlar yaşadığımın sadece hayranlık, beğeni olduğunu düşünüyordum.aylar sonrasında yapabileceklerimin farkında bile değildim, hem o zaman tek derdim onun da beni sevmesi, aşkıma karşılık bulmamdı.onun bundan haberi bile yoktu.
ah deniz, okulda bile kol düğmesi takan, ben konuştukça o yeşil gözlerinle beni gülerek dinleyen, zor zamanlarımda yanımda olan biriydin sen.daha yeni tanışmıştık o zamanlar, oo demiştim kol düğmelerin de çok güzelmiş.anlamlı anlamlı bakmıştın bana, birazdan olacakların habercisi gibi,bakmadın mı telefonuna dedin, bakmamıştım.ne oldu deniz demiştim, kol düğmelerini düzelterek gitmiştin. bana bi kere demiştin ya, herkes karşındayken bile ben seni korudum, senin iyiliğini düşündüğüme inan artık.gerçekten de öyleydi, sadece zor zamanlarımda değil, iyi zamanlarımda da konuşmak için bulurdum seni o petek dibinde.kurumuş çiçekler vardı solmuş, onların ucundan seni dinlerken o'na bakıyordum.bahçede mi acaba diye.o görüntü hiç gitmiyor aklımdan, senin sözlerini hatırlamıyorum, sadece o bahçe.
yıllar sonra, o kadar gereksiz bir günde konuşmuştum ki o'nunla, benim moralim bozuktu o ise bana gelmiş, hiç konuşulmamış 2 yılın ardından sevgisiyle ne kadar mutlu olduğunu anlatıyordu.bir yandan da bana tavsiye vermeye çalışıyordu.içimden puşt demiştim sana, ama bi yandan da üzülmüştüm, senin de canın sıkkındı ve şaşırmıştım bunları bana anlattığına.böyle dediğimdeyse; sen yabancı değilsin, hiç olmadın ki demiştin.peki bunu bana 2 yıl önce neden göstermemiştin? o zaman sana deli divane, o zaman biraz olsun yakın olmaya çalışan ben, üstelik seninle doğru dürüst 2 çift laf etmeden aşık olduğumu sanıyordum.kime söylesem, uzak dur demişti, o aşktan anlamaz. çalımın mı yoksa bu elde edilemez oluşun mu beni sana çekmişti bilmiyorum ama, belki de senin bende olamayan mutluluğunu kıskanmıştım o zamanlar.o kız ben olabilirdim demiştim kendi kendime, nerden bilebilirdim ki 5 sene sonra senin mutluluğundan benim de mutlu olacağımı.öyle ya, zamanında aşkımdan canını yakmak istemiş, ama yine de küçük düşen, canı yanan ben olmuştum. ona rağmen yine de sen kanatlarının altına almıştın beni, o kavruk yaz gününü unutmuyorum da; bugün çok sessizsin kelly hanım demiştin.bende kafamı eğmiş, düşünceler içinde ses etmemiştim.hala senin yanında olmam bile absürd bir durumdu ama şimdi bile bazen, sen anlarsın deyip sana anlatmak istiyorum derdimi, o günlerde paylaşamanın acısını çıkartırcasına.öyle ya, yine absürd geliyor, biliyorum bana ne demezsin ama, sende aldığın ahları çekiyorsun şimdi, kendin de bunu bilerek..
sahi deniz, takıyor musun hala o kol düğmelerini?hala öyle gülerek mi dinliyorsun insanları, bir ara viyana'ya gitmiştin, hala orda mısın acaba? yine anlatmak için gelsem yanına dinler misin beni öyle, ya da hatırlar mısın beni geçmiş yılların ardından ?