Saatler 19:50yi gösterdiğinde Allahım bu senin ateşin, cehennem ateşi işte' çığlıkları yükselmeye başlamıştı. içeriden yükselen ölüm çığlıkları, binlerce katilin seslendirdiği kahrolsun laiklik sloganı arasında kaybolup gidiyordu. Karşıdaki apartman penceresini bir umut ışığı olarak görenlerin ise bu umutları, pencerede ellerinde sopalar ile bekleyen ve kelime hazneleri ölün ve geberin olan insan görünümlüler tarafından söndürülmüştü. Nereden bilebilirlerdi, o pencerenin Büyük Birlik Partisinin adı büyük olan geçmişine muhsin bir tavır daha ekleyeceğini. Oteldeki yangın ise bu kadar kısa sürede söndürülebilecek kadar şanslı olamamıştı. Zira onlara bırakın içmeyi, kavrulmalarını engelleyecek- su bile çoktu bu çok da dert edilmemişti. Çünkü vicdan sızlaması, bir insan için sadece göz açıp kapama zamanında harekete geçebilirken, insan görünümü için bu süre ölüm çığlıklarının süresi kadar kısa değildi. Artık sloganlar arasında kaybolup gidecek bir çığlık duyulmadığı için kalabalık dağılabilirdi. Ne de olsa yatsı namazının vakti gelmişti
edit: buna eksi veren arkadaşım, yatsı namazından önce mi verdin eksiyi sonra mı?