allah aşkına biri beni öldürsün

entry4 galeri
    1.
  1. yuvarlanan taşların dahi dile gelse kendi iradeleriyle yuvarlandığını söyleyeceklerini iddia eden spinoza'nın ilahî rastlantısallık olarak tabir ettiği varolma haline toptan bir karşı koymanın müstehzi bir ifadesi. lakin bilincin tabiatı itibariyle hep edilgen bir yapıda olduğunu söyleyen ve bizleri bilinç yerine bedenin ne yapabileceğini tartışmaya iten modern düşünürlere de bir cevap niteliğinde. neticede birileri seni öldürüyor, yine edilgenlik falan. köle ahlakı, möle ahlakı yani. niçeler, miçeler.

    tabii, eğer kant'ın tabir ettiği bir şekilde bir mutlak varsa, bu mutlağın bize bir vasıtayla -ki bilinçtir, yazılsın köşelere- gelebileceği ve bu vasıtanın da mutlaka, mutlağı bulandıracağı iddiasına karşın, hegel'in o halde kantçı tabirle mutlağa erme, kavramın olgusallaşması, bilincin yitişi ile mümkündür diyerek belirttiği hal de olabilir.

    zaten nietzsche demiyor mu, bilincin yok oluşu mükemmeliyettir diye? diyor. ama bir mutlağın olmaması da boş yere intiharı getiriyor. değil mi? sisifos da kayaları yuvarlıyor. kartallar stephen dedalus'un gözlerini oyuyor. titanlar dionysos'u parçalayıp yutuyor. zerdüşt, zarları atıyor. prometheus'un ise ciğerlerini -yine onlar- kartallar kemiriyor. oluşun sonu gelmiyor. bu işler nereye varıyor? varmıyor. zaten mesele de orada, varmıyor; bir yere varmıyor. daha doğrusu bir yerlere vardığı zaman varacağı hep yeni yerler olduğu için varmıyor. o halde.
    0 ...