bukalemundan mektuplar

entry80 galeri
    33.
  1. sevgili bukalemun;

    benim hava sahamda ne işin var, uçaksavarlarım vursun mu şimdi seni he?

    demeden önce dur ve okumaya devam et. sen suriye değilsin ben de tayyip değilim.

    senin şizofren ikinci kişiliğin olarak buralarda kalem koşturuyorum, hatırla. hep diyorum, ben şizofren olsaydım benim ikinci kişiliğim sen olurdun diye. ha eğer şizofrensem, sen zaten benim ikinci kişiliğimsin.

    bilirsin bizim aramızda sevgide kusur yoktur, severim seni. ha saygıda kusurlar vardı, ne alaka deme, zart zurt osuruyosun yanımda, ulan bu yanımdaki insan mı değil mi hiç takmadan. neyse girizgah çok uzadı, evvela sana selam ederim.

    selam bukalemunun yalnızlığı,
    bil ki sen kıymeti bilinmesi gereken bir değersin. bütün ilhamların kaynağısın sen. gecenin zifiri karanlığını sadece 15 inçlik bir laptop ekranının bozabildiği, arka fonda anathema hüznünün aktığı dakikalarda kurulan cümlelerin müteahitisin. seni gönderip çift yürek olmaya çalışıyor insanoğlu. ama o çift yürekli günlerde bile hep özlendiğini ve de özleneceğini sakın unutma.

    dünya bir bilgisayar oyunu gibi geliyor bu ara gözlerime. insanların gücünü egoları oluşturuyor. ve çarpıştırıyorlar egolarını hunharca. altta kalan egonun canı çıksın! bunu ice-tea me meze yaptığım marlboro marka sigaranın beşinci dalının üçüncü nefesinde farkettim. bütün o egolara köle olmuş insanlara burdan çok kibar bir mesajım var, sizin egonuzu sikeyim! egolarınızın kırıldığı o kıvranma anlarınızı izlemek, gece yarısı kulağımın dibinde vızıldayan bir sivrisineği tek bir şaklama hareketiyle pestil gibi ezerek öldürmekten bile daha zevkli. niye ego konusuna girdim bilmiyorum, ben çocukluğumu anlatacaktım aslında.

    geçen gün çocukluğuma indim bir itkiyle; onu dışardan kuşbakışı izledim böyle. ulan ne günahsız, ağzı küfür ve sigara yerine süt kokan, taptaze hayallerle gözleri parlayan küçük tavşan... çok özledim seni lan. sen ateri salonundaki bir street fighter jetonuyla dünyanın en mutlu insanı olurdun, çünkü tek jetonla bitirirdin o oyunu, ve bütün kötüleri bir aduket artı bir aryuket ile alt edebilirdin. şimdi ise sen kötü olmuşsun, kendi içindeki canavarları alt edemiyorsun üstelik. hayalleri olan mutlu, cılız, sıska ve sümüklü çocuk. sana saılıp ağlayasım var; ama ben ağlamayı bile unuttum. oysa dizim kanadğında ağlardım ben, anneme koşardım. şimdi annem bir sıkıntın var mı diye sorduğunda sadece susuyorum. siz benim neden sustuğumu nerden bileceksiniz? o küçük sümüklü çocuk, kurban bayramında kesilen tosunun kanını alnına süren, sokaklarda atletle gezen, mahalle maçlarında mızıkçılık yapan, saklambaç oyununda en kuytu köşeleri keşfeden o yüreği kocaman çocuk, sana nasıl affettireceğim kendimi; çünkü seni öldürdüm ben. heh, niye egodan bahsediyorum diyodum ben de, egolarım seni öldürdü lan. oysa sen hayattan benim şu ana kadar sahip olduklarımın çok daha azını istemiştin. onlar yeterdi sana, çünkü beyaz sayfalardı arka fonları. oysa ben kirlettim dünyanı, kirlenmiş dünyalara ayak uydurdum, günahlara bulandım. ben gökmen abinin gözüne girebilmek için mahallede koş bakalım ne kadar hızlı koşup bana ekmek getiriyorsun dediğinde uçarcasına giden çocuktum. rahiseyi seviyordum ve ilkokul 5 te veda partisinde benimle dans etmek istediği için mutluluktan uyuyamamıştım. karnen nasıl diye soran büyüklerime böbürlenerek hepsi pekiyi derdim. ben pazarda su satıp sattığı parayla pazardan salatalık alıp yiyen çocuktum. ben gülten teyze bakkala gönderince beni, para üstünü bana bırakıyor diye ekmek lazım mı gülten teyze diye soran çocuktum. ben bayramlarda şeker toplama olaylarına karıştığında para veren bir eve akşam bir daha giden çocuktum. zeliha teyzenin tavan arasına koyduğu bidonların içindeki salatalık turşularını yemeye evden ekmek alarak çıkan çocuktum. paçalı güvercinler bana gelsin diye çatıya çıkıp onlara alkış tutan çocuktum. ben esenlerden aksaraya, metro turnikelerinin altından girerek bedavaya gitmeyi marifet sayan çocuktum. akşamları babamın iskambil oynadığı kahveye gidince onun bana aldığı şişe gazozla mutluluktan uçan çocuktum. ben o sıska, sümüklü ve umutlu çocuk. ben var ya ben... ben öldüm. sen öldün olum. ben seni öldürdüm. onlar bizi öldürdüler...
    0 ...