Türkiye cumhuriti sınırları içinde herşeyin iyi gitti denildiği bir ortamda yaşamdan alınamayan zevk sonucunda ortaya çıkan ve kime neye olduğu sahibi tarafından anlaşılamayan nefrettir...
bir hikayeyle kıyaslama imkanı vereyim...
- sabah serin bir rüzgar camdan içeri girer, kur yapan serçelerin şarkılarıyla...
her sabah erken kalkmaya alışmış bünye bu gün biraz geç kalkmıştır... saat 8:30...
her sabah eşlerini öperek uyanmak ömrü uzatıyormuş, diyip kendi kendime, yılların aşkını dudaklarınızla badem gözlü güzelin mahur bakışları içinde dudaklarına dayayarak uyandırılır...
aşkım pazar sabahı... denir...
bir şey yapmak istemiyorum bugün der...
hadi o zaman kahvaltı yapmaya deniz kenarına gidelim denir...
dünyanın en güzel sahillerinden birinin hemen eteğinde masa döşenir...maaşın %2 si bu eşsiz kahvaltıya verilir... masada yok yoktur... kahve sınırsız... içecek sürekli yenileniyor... garson 10 dakikada bir bir eksik varmı diye soruyor...
yaptığı işten memnun sizde yemeğin hazzıyla memnun oluyorsunuz...
otapark ücretsiz... arabaya bir şey olur mu korkusuda yok...
sonra yarım saatlik bir yolculukla dünyanın belki en güzel eğlence parklarından birinde çılgınca eylenilir...
eğlence o kadar yorar ki devasa bir çınarın altındaki bankta sevgili dizlerinize yatar...
plan yapmaya başlanır... şimdi ne yapalım...
hayat anlamlarla dolu, arada bir planladığımız işin adım adım ilerlemesine birikimimizin nasıl arttığını dilimizi ısırarak konuşuyoruz...
hayat hem mutluluk hemde güzel umutlarla bizi bekliyor...
akşam eve gelinirken galon su alınmak için markete uğranır ve suda %25 indirim olduğu görülür...
benzin alınacaktır %10 indirim vaybe herşey nekadar iyi gidiyor... obamaya helal olsun denir...
evet yer amerika... şehir los angeles... sahil venis beach... park six flags...
malesef türkiye değil...
çocuğu türkiyeye yollayalım...
canı sıkılmaz mı?
olsun aile ortamını ve sıcaklığı görür...
malesef nefret içindeki ülkemde o da yakında dağılacaktır...
