akıl niye almasın hacı diye şeettiren. atatürk'ün bir din adamı olmadığını biliyoruz, kendisi cephe cephe savaşmış bir asker. direk oluşumdan olmasa da iTC etkisinde kaldığı biliniyor. dine mesafeli (ya da geçen yüzyıl başındaki yorumuna diyelim) bir duruşu var. (cumhuriyet sonrasında bu duruşunu haklı kılacak gelişmeler de olmuştur nitekim).
tabii atatürk pragmatik bir siyasetçi de olduğu için dinin etkisinin farkındadır ve cumhuriyetin kurulmasına kadar bu düşüncelerini yüksek sesle dillendirmemiş ve doğru zamanı beklemiştir. 1925 yılında ingilizlerin gazlaması ile meydana gelen şeyh said isyanı ile, atatürk (o zamanlar m.kemal tabii) dinin nasıl bir iki ucu keskin bir bıçak olduğunu görmüştür. çoğu cahil şeyh said isyanını din tabanlı bir isyan zanneder ama bildiğin siyasidir. nitekim atatürk'ün kafasında da öyle kategorize edilmiştir. ama tekke, zaviye ve türbeler kapatılmaktan kurtulamamışlardır (bu arada "zaviye"nin anlamını, 10 kemalistten kaçı google'a bakmadan bi seferde bilebilir? sıfır? bir?)
ancak ilerleyen yıllarda serbest cumhuriyet fırkası deneyimi ve akabindeki menemen olayında da din ögesinin potansiyelinin gereğinden fazla hareketlendiğini gören atatürk (hala daha atatürk değil, 2 sene var), "böyle aşkın ızdırabını" diyerekten bu işe bir nokta koyma babından ezanları türkçe okunması ile bir din reformuna girişmiştir. ezan, sâlâ derken kafasındaki islam'ı şekillendirme çalışmalarına koyulmuştur. onu tamamen yoksaymamıştır ama yaşadıkları onun birçok sorunun din kaynaklı olduğuna inanmasına neden olmuştur diyebiliriz. keza laiklik de bu bağlamda "dinsizlik" olması gerekirken "bize özel" bir şekle girmiştir, atatürk sonrası inönü devrinde de bir nevi bir "kemalist tarikat"a dönüşmüştür.
bunların (ve burada yazamadığım çok daha fazlasının) ışığında atatürk'ün islama bakışını anlarım, zira kendi içinde tutarlığı vardır. şimdinin penceresinden bakarak bunu garipsememek gerekir. öyle değil de böyle olsa daha iyi olmaz mıydı denilebilir belki ama bu da halamın bıyığı olsa amcam olurdan öte olmaz.
ancak garipsediğim şu var, çok bilindik "kafeste ıslatılarak dayak yiyen maymunlar" hikayesinde olduğu gibi, tastamam 21.yy bebesi olup da ne dinden, ne tarihten zerre kadar çakmayıp da burada boyundan büyük laflar eden tiplere ne oluyor? adam ağzını bi açıyor, "yobaz köpek" mi dersin, "ezik şakirttt" mi dersin, ağzıyla sıçıyor resmen. bu tip dogmatik cahil kemalistler, radikal islamcılar kadar tehlikelidir, onlara neyse bunlara da o olmalıdır.