tüm zamanların en iyi dizilerinden biri olarak sezon finali mi dizi finali mi yaptığı anlaşılamamış mükemmel dizidir. müthiş seneryosu, talihsiz cinayet olayı, kurgusu mükemmelik sıfatını bu diziye hakkettirmiştir. beğenmeyen çıkmıştır illa ki ancak maksat sadece eleştirel bir gözle bakmak ise aynı türde, aynı tarzda bir yapımı alternatif olarak öner ki bizde kıyaslama yapalım. atarımızı da yaptıktan sonra devam edelim...
25 bölüm hiç görmediğimiz ( afişte resim ve ilk bölüm kovalamaca sahnesinde arkadan görünüm dışında ) sadece resmini gördüğümüz rosie larsen 26. bölümde flashbacklerle karşımıza çıkmıştır. rosie larsen'ın çektiği video, ailenin orada onu izlemesi, videonun içeriği çok ama çok dokunaklıydı. burası resmen içime işledi. dizinin hiç bir bölümünü izlemeyen eşim bile duygulandı. ayrıca rosie yi çok daha farklı hayal etmiştim. bu bile ters köşe yapmıştır. zira hep depresif isyankar biraz da kaşar bir rosie hayal ettim...
holder : we got the bad guy...
linden : who is that ?
diyaloğu tüm zamanların en iyi final konuşmasıdır. rosie larsen' ı aslında kimse öldürmek istememiştir. gelişen olaylar sonucu rosie ölmüştür. tam bir cinayet bile değildir. teyzesi bagajda ölü biri var sanarken, jamie ne yapacağını düşünmektedir. işte bu sırada sevgilisini bir beladan kurtardığını düşünen terry aplamız arabanın vitesini boşa almak suretiyle çığlıklar içinde rosienin boğulmasına sebep olmuştur. gerçekten çok çok başarılı bir hikaye... pek tahmin edilebilir de değil...15. dakkika katili gösterip hafif bir belli etme olsada önceki bölümler düşünüldüğünde hikayenin buraya geleceği pek tahmin edilememiştir. zira ben rosienin oldukça bilinçli ve hunharca bir şekilde öldürüldüğünü düşünmekteydim.
anlayamadığım tek şey richmond çakma idealistinin neden gwena kapıyı gösterdiğidir. ayrıca kızılderili kaşarla ittifak ı yeniden yapmıştır. madem adi bir herifsin o zaman gwen idealdir. ayrıca kızılderiliye başta neden atar yaptın ? sanki sadece burası havada kalmış gibi gözüküyor.
