Bu sözle, iki beden birbileri ile bir olmaya devam ederken kadın olan erkeği ile tartışmaya başlar. Veya her ikisi de birbirlerine artık öfkelerini sunar sevgileri yerine. Bütün bunları duyamayacak kadar uzaktan seyrederken onlar, kadın olan ayağa kalkar, öfke ve hayal kırıklığı karışımı bir yüz ifadesiyle arkasını döner erkeğe. Bir süre öyle bekler. Onun, yani erkeğin kendisine anlayışını sunarak yeniden sokulmasını, işte öylece anlayışla okşamasını bekler yeniden. Erkeğin, kadınınına değer verdiğini gösterecek, bir kadın ve bir erkeğin birbirlerini kutsadıkları o en narin ama en hayvansı, en duygulu ama en mekanik anlarda kendisinin sembolik görünen üste olma talebini kabul etmiş halde o erkeğin kendisine sokulmasını bekler kadın bir umutla. Artık üste olmak ister o zamana kadar daima erkeği onun üstünde birleşmişken onunla. Kadın o tek yaratıcı tarafından eşit yaratıldıklarını düşünürken bunun tadına varmak ister belki de. işte öylece, o umutla erkeğinin kendisini anlamış olarak yeniden yaklaşmasını bekler arkası dönük halde.
Ama o gelmez. Anlaşılmaz biçimde uzaklaşır kadınından.
Ardından cennetin o ışıklı havası kararmaya başlar olacak kötü şeylerin habercisi gibi.
Kadın üşür.
Kollarını bedenine sarar gözleri cennetin doğasında meydana gelen bu değişimi endişeyle takip ederken. Daha önce hiç bilmediği, tanık olmadığı bu değişimi.
Ve sonra, cennetin altından kaydığını hisseder.
Bir deprem gibi, altında duran ve onu taşıyan cennet artık taşımaz olur onu. Böylece boşluğa savrulur halde bulur kendini.
O en savunmasız, güçsüz halinde Lilith in o uzun sarı saçları da savrulur bedeniyle beraber boşlukta hızla düşerken.
Düşer, düşer ve düşer.
Ancak bir şey olur o anda.
Tam herşey bitmiş görünürken o en çaresiz anda. Bir şey olur.
Buz mavisi bakışlarıyla kızıl pulları göz alan, büyük mü büyük o yılan kıvrak bir hareketle sarıldığı yerden yakalar düşen Lilith i.
