çoğu insan için mutlu anlarken, benim için rezil anlardır. unutmadım, unutamam. efendime söyleyeyim (dedem lafına böyle başlar, ben de hep kullanmak istemişimdir) daha ilkokulun 4. sınıfına gitmekteydim. bebelikten beri arkadaşım olan gonca, aynı zamanda sıra arkadaşımdı. bir de pelin vardı. biz üç kişiydik pelinhan, goncacan ve ben ilmaren. gonca ile ayrılmaz ikili olmamıza rağmen sürekli kavga ederdik.o zamanların moda küfürü "salak" bi ona gider, bir bana gelirdi. bir gün hiç unutmam yine kavga ediyoruz. ortada gonca oturuyor, sıranın bir köşesinde ben bir köşesinde de pelin. gonca bu sefer kafamı çok bozdu. söyledi söyledi söyledi...laaannn bitmiyor yeter da! içimden onu susturacak yanar dönerli sözler arıyordum ve aradığımı buldum; "gonca sen dünyanın en kötü kızısın"(o zaman bu cümle bana muhteşem gözükmüştü, şimdi çocukken aklımızın bir bok kesmediğini anlıyorum). gonca bana dönük, ben de tahtaya dönük duruyordum ve bir hışımla gonca'ya döndüm, bülbül gibi şakıdım: "gonca sen dünyanın en iyi insanısın"........... goncada bir durgunluk oldu, cevap veremedi, bir an gerçekten muhteşem bir cümle kurdum leeyyn diye sevindim, sonra söylediğimi bir kez daha kafamdan geçirdim. bir yerde uyumsuzluk vardı. ben kurgularken o cümle sanki öyle değildi. kelimeler başkaydı. yahu o "sen dünyanın en kötü kızısın" değil miydi lan? aaaaaaa ben ne dedim? tüküreyim babamın bacağına, şimdi nasıl çevireyim ben bu mallığımı, derken gonca kendisine geldi ve cevabı yapıştırdı: "madem ben dünyanın en iyi insanıyım, sen neden bana kötülük yapıyorsun? sen de dünyanın en kötü insanısın ilmaren" dedi. yıkıldım! o kadar şaşkındım ki ağzım çalışamıyordu. bu yetmezmiş gibi pelin de " evet ilmaren. madem gonca çok iyi sen de ona iyi davran!" demez mi? işte ben, o gün yaşadığım dumurluğu ve kendi dingilliğimi unutamam.