kız arkadaşımı evinden almışım, anadolu yakasına kahvaltıya gidiyoruz. cumartesi sabahının güzel güneşiyle değil de kızın güzelliğiyle aydınlanıyor sanki istanbul'un eşsiz boğazı. kandilli'ye döneceğiz köprüden. oradan da ver elini cemile sultan korusu. o anda bir soru gelir, ufak bir öpücükle;
-benden ne kadar etkileniyorsun
o anda yol ayrımından sağa girilecekken sola girilir. bir de bakmışsın, köprüyü tekrar geçiyorsun. başka dönüşün yok. boğazın o güzelliğiyle bir kez daha kucaklaşırsın o öpücüğün verdiği telaşla.
tekrar dönülür ve aynı yol ayrımına geldiğinde gereken uyarıyı yaparsın; "sorunun cevabını bir kez verdim" diye. güler geçersin.