koyu bir fenerbahçeli olarak yazacaklarımın elimden geldiğince objektif olacağını başta belirtmemde fayda var. 3 temmuz tarihiyle türkiyede futbol değişmeye başlamıştır, önceleri burjuva takımı olarak anılan fenerbahce artık direnişin simgesi olacaktır türkiyede. nedeni fenerbahçe nin geçmişten gelen günümüzdede devam eden bir geleneği olması nedenimi türkiyede 2 takım şampiyonluk için mücadele ediyorsa genellikle(altını çiziyorum) biri fenerbahçe dir diğeri başka bir takımdır. bursa olur gs olur bjk olur ts olur. o sürekli bir değişim içindedir. fenerbahce nin her takımla rekabeti olduğunda diğer rakipleride fenerbahçe nin değilde diğer takımın şampiyonluğunu isterler doğal olarak. buda türkiyenin çoğunluğunu karşısına aldığı görüntüsü yaratır fenerbahce taraftarında 3 temmuzdan sonrada buna benzer şeyler olmuştur fenerbahce türkiyeyi karşısına almıştır. 3 temmuzdan fenerbahce yönetiminin uyguladığı çok güzel politika ilede taraftarına suçsuz olduğunu inandırmıştır (şike vardır veya yoktur demiyorum objektif davranıyorum) öte yandan basının politikası ilede diğer bütün rakip taraftarları şikenin olduğuna inandırılmıştır. yani körü körüne bir şeylere inanmış iki kutba bölünmüştür türkiye. ve mağdur görüntüsü verilmiş ve dünya futbol tarihinde ender görülür şekilde taraftarın takıma sahip çıkması ile direnişin temelleri atılmış. fenerbahce son maçta ezeli rakibiyle şampiyonluk maçı oynayacak şekilde bu şartlardan çıkmayı başardığında ise direnişi simgelemeyi başarmıştır. son maçtan sonra yaşanan olaylar başbakanın tavrı ilede bunun ismi konmuştur. fenerbahce direnişin ismidir. yıllardır türkiye övünür bizim derbilerimizde etnik, siyasi, dini bir yanı yoktur asıl güzelliğide budur diye korkarım ki bundan sonra futbol siyasallaşacak, fenerbahce hükümete başkaldırışı simgelerken her takım siyasi kimliğini ortaya koymaya başlayacaktır.