kapitalizmin şimdiki gibi iliğimize kadar işlememiş olmasındandır.
tüketim çağı tüketti insanlığı. oysa o yıllarda yok, utanılacak birşey değildi helalinden kazanılıyorsa. kul hakkı diye birşey vardı başkasının hakkını yemeye, göz hakkıdiye birşey vardı balkonda mangal yapıp yemeye engel. başkalarını düşünme vardı kendi gibi.
insan o zaman da insandı da şimdiki kadar onursuz değil, henüz hırsına bu denli yenik değildi.
tüp yoktu ama ne zaman karaoğlan gelse her şeyde yokluk vardı. pazar sabahları tatlı uykundan uyandırılıp tee ebesinin nikahındaki fırına evin küçüğü ekmek almaya gönderilirdi, dönüşte ucundan epeyce yenmiş. sipariş bu değildi tabi ama o miss gibi taze ekmek kokusuna dayanmak imkansızdı.
altı kül tabanlı kek kalıpları vardı o zor bulunan tüpün ocağında pişen. komşuluklar vardı çay, kahve, meyve ikram edilen hele mevsimlerden kış ise mısır patlağı getiren ev sahibi en sevilendi misafirlikten hazetmeyen evin sarı kedisi için.
içindeki isyanı simgeleyen o abilerin giydiği parkalar vardı hemen her gazete küpurunda ya ölmüş ya elinde kelepçeyle resmini gördüğü asilerin. isyanı tanımaktı seksenler okula gittiğin bir sabah sınıfının sarı duvarında kırmızı yağlıboyayla kocaman yazılmış "mahir çayanlar ölmez" yazısıyla karşılaştığın. sorduğunda o kim diye, düzene baş kaldıran anarşist olduğunu öğrendiğin ve çocuk aklınla anarşik diye çevrendekilerin ve düzen sahiplerinin dışladığı tarafa yöneldiğin.
zira o zaman anlar küçük asi, düzeni eleştirdiğinde rahatsız olanın kendini rahatından edeceği kellesinden etmeye göze alacak kadar düzeneğin içindekileri üslubunca düzdüğünü.
aşkla ilk tanışmasında yüzü kızarıp her gördüğünde kaçanların yıllarıdır. el ele tutuşulmayan ama kendi kendine tutuşup yanılan. aşkın değeri hediyenin pahasıyla ölçülecek kadar aşkları henüz zehirlememişti kapitalizm.
seksenli yıllar tıpkı dededen kalma antika bir madalyon gibi güzeldir. bir tarafında inandığı değerler uğruna ölmeyi göze alan delikanlı adını hakeden gençler, diğer yanında menfaatler uğruna o gençlerin acımasızca susturulup şimdiki düzeneğin temelini oluşturan korku imparatorluğu. zira anlaşıldı ki insanları yönetmenin en kolay yolu korku illuzyonunu kullanmaktı.