hayatımdaki tek dayağımı acı bir şekilde tanımadığım bir öğretmenden yedim. ilkokul 2. sınıftaydım. çabuk terlediğimden hasta olmamam için her sabah annem tembihlerdi okulda koşma diye. neyse bir gün tenefüsteyiz koridorda yaklaşık 20-25 çocuk meyve suyu şişesini top yapmış oynuyorlardı. ben ise terlememek için sadece izliyordum. ama o kadar çok oynamak istiyorum ki... çocukluk işte o dönemde kim istemez meyve suyu şişesinden de olsa top oynamayı. neyse tenefüsün bitme üzeri beni de çağırdılar. hayır olmaz dediysem de ayaklarım o yöne doğru gitmişti. bir anda kendimi maçın ortasında buldum. sıkı bir şekilde koşup mücadele ederken sinirli bir öğretmenin yaklaştığını fark etmemişim. nihayetinde bir kafamı kaldırdım hiçbir arkadaşım orada yoktu sonuncu da kaçmaya başlamıştı. öğretmen beni yakalamış ve okkalı bir tokat atmıştı. o günlerde utancımdan bu olayı hiç kimseye söyleyememiştim. yanağım kızarmıştı fakat eve gidene kadar soğuk su sürerek kızarıklığı geçirmeye çalıştım. akşam ise bu olaydan hiç bahsetmedim. hala bu sır bende saklıdır sözlük.