gaza gelmeye ne kadar meğilli olduğumuzu gösteren polistir. bakın komiser yardımcısı dediğiniz kişi daha polis akademisinden yeni mezun olmuş görev içerisinde 4 senesini bile doldurmamış olan memurdur. yani nede olsa bana bişey olmaz, ben neler gördüm tarzı bir yaklaşımda bulunması mümkün değildir. keza polisin başına bu tarz olaylar sıklıkla gelir. mesela polis usulsüz oldugu gerekcesiyle bir ticarethaneyi kapattırır, ticarethane sahibi hemen akabinde olmadıgı halde 'rüşvet aldılar benden bu polisler' diye dava açar. amaç sorun çıkartmak beni yaktınız biraz da siz uğraşın tarzı bir yaklaışım ve en azından olayların medyaya sirayet edip adı geçen polislerin bir karalama kampanyasına kurban gitmesidir. buna benzer olarak ahlak masasındaki polislere de sürekli bu tür suçlamalar yapılır, çünkü bahsi geçen kadınların sınırdışı edilmeleri lazımdır ve onlarda giderayak polise çeşitli suçlamalarda bulunur ve dava sürecini uzatırlar. bu olaydaki p.a'nın da sahte kimlikle yakalanması bu tarz bir suçlamada bulunmasına kolaylaşıtırıcı bir unsur olarak değerlendirliebilir. zaten her tarafı kameralarla dolu bir karakolda bir polisin alanen birine tecavüz etmeye çalışması çok ütopik bir olaydır, aklı olan birinin bunu yapmayacağı aşikardır.
sonuçta, dediğim gibi bu ve benzer tarzda asılsız olarak polise karşı yüzlerce dava açılmıştır. tabiki bir suçu varsa cezasını çekmelidir ama suç kesinleşmediği sürece kimsenin hükümlü sıfatıyla değerlendirilemeyeceğini ifade eden masumiyet karinesi gereğince de komiser yardımıcısını direk tecavüzcü olarak damgalamak yanlıştır.