güzelliğini bilemem ancak; eskiden çok eskiden bir kız varmış. aşık olmuş günün birinde. ailesi demiş ki olmaz; önce okul, sonra iş, daha sonra evlilik...
her şeyden vazgeçmiş; yemekten, içmekten hatta yaşamaktan... o denli bir karasevdaymış yaşadığı. hayatı da öyle sanıyormuş işte bulutların üstünde, pembe bir hayat. pembe panjurlu ev... yok yok pembe panjurlu ev dememiş aslında; "ben onunla barakada bile yaşarım; tv sehpasını da domates kasasından yaparım." gibi sözler sarfetmiş.
günün birinde okulunu bitirmiş, mesleğini de almış eline evlenmiş sevdiceğiyle. öyle barakada falan yaşamamışlar, domates kasasından da değilmiş televizyon sehpaları... kazanmışlar birlikte; mutlu mesut yaşamışlar.