yazarın hayatı boyunca babasından yediği ilk ve tek unutamadığı dayağın sebebidir.
ufak bir çocuk battaniyesi üzerinde, minik minik hayvanları ve legoları dizerek kendince bir mekan yaratmış küçük bluescu çiftliğinde koşturup durmaktadır.
küçük kırmızı fil'i oyuncak ağacını yanına doğru ilerlettiği saniyede o an olabilecek en korkunç şey gerçekleşir.
elektirikli süpürge çalışmaya başlamıştır.
bu 5 yaşındaki küçük bbom için her şeyin sonu demektir.
küçük oyuncaklarını toplamak istemez o hala hayal dünyasında oyunun devamını planlamaktadır.
canavar elektrikli süpürge ise dev vakumlu ağzıyla çok yakınlardadır.
'banane toplamıycam iştee , toplamıycamm' böhüüü ühhüüü
'toplayacaksın yoksa bir daha onları göremezsin.'
işte bu diyalog anneyle yapılırken o sırada oyun alanının tam tepesindeki koltukta oturmakta olan baba dayanamayıp olaya müdahale eder.
'kızım topla şunları sen de yoksa alırım ayağımın altına!' işte bu replikle beraber babanın devasa ayağı orman alanına iniş yapar ve ortalığı darma duman eder.
küçük kız salya sümük gözyaşları eşliğinde şu an hatırlayamadığı hakaretler eder.
vee çaat diye bir ortam sesinden sonra neye uğradığını şaşırır.
küçük yanağı kıpkırmızıdır, gururu incinmiştir o baba o an dünyanın en korkunç canavarıdır. ve küçük kız onu artık sevmediğini söylemiştir.
işte bu tokat babanın herhangi bir evladına attığı atacağı ilk ve son tokadıdır.
kıssadan hisse: kızını dövmeyen dizini dövermiş. (ne alaka ben de bilmiyorum maksat sosyal mesaj olsun)