aslında ikiside birbirinden farklı iki insan ve bir o kadar da bütündür. bu ülkede hakim olan bal tutan parmağını yalar anlayışı yıllarca halkı sömürmüş, alınan vergiler iktidarın karnını doyurmuştur. bu atatürk zamanında da böyleydi 2135 alien zamanında da böyle olacak. bilindiği gibi mustafa kemal -ki kendisine atatürk demek yanlıştır zira atalarımız bu kadar keyif düşkünü değildi- zevk ve sefadan ölmüştür. içtiği rakıdan şaraptan sanane diyen sözüm ona çağdaşlar belki birgün onlara sıra gelir ümidiyle bu durumu bastırmakta ve saptırmaktadır. gelelim sümeyye erdoğana... yesin, çatlayana kadar, kusana kadar yesin. sadece o değil erdoğanın bütün yakın akrabaları, yeğeni, oğlu, halasının ebesi.. daha kimler kimler ya da mustafa kemal'in peşkeşçileri.. hepsi aynı otun yeşilidir ve hepsi doymak bilmezdir. ot halleriyle de iktidar olmayı bilirler. bir üçgen düşünün en sivri kısım, en üst, halktan kopuk midesini düşünenler bölümü.. işte orası bunlarındır. kimi ben ülkeyi kurtardım der kimi bak benim başörtüm var bak cumaya gidiyorum.. kimi ben çok batılıyım der, kimi bak dağlara çıktım...
