çocukluk üzerine

entry3 galeri
    2.
  1. "çocukluğum üzerine"

    ayrıntılara girmezsek eğer; güzel bir çocukluk geçirdim ben.
    annem vefat ettikten sonra anneannem, dedem, dayım, teyzem sahip çıktılar bana;
    babam da ara sıra ziyaretime gelirdi, sağolsun.
    seviyordum hepsini, seviyorum hala.

    sonra dayım evlendi, dedem vefat etti; teyzem, anneannem, ben... üç kadın başımızın çaresine baktık yıllarca, zor olmadı, çünkü hepimiz güçlüydük.
    hayat dolu, sabır taşı bir anneanne, katı kuralları olan bir teyze, bir de ben; kendime bir sıfat bulamadım henüz, belki daha sonra, konumuza dönelim...

    anlatmak istediğim aslında öz geçmişim falan değil, anlatmak istediğim, ayrıntılar.

    teyzemle aramızda çok yaş farkı yoktu. ben eline doğdum, sonra hem beni hem kendini büyüttü bir şekilde.
    iyi biriydi aslında ama, çok zor şartlarda büyüdüğümüz için midir, evde erkek olmadığı için midir bilinmez, çok sıkardı beni.
    çok katı kuralları vardı.

    ve bu kurallar bir kere bile rafa kaldırılmadı. evin içinden sokağın dünyasına atardım kendimi, eve gelince yine aynı kabus.

    sanki en yakınım değildi, aramızda resmiyet vardı.

    çocuktum ben daha, küçüktüm. yaşıtlarımdan da ufak duruyordum hatta, daha çelimsiz, çok çelimsiz.

    kızardı, her şeye kızardı, herkesin içinde kızardı,
    gülerdim kızardı, ağlardım kızardı, susardım kızardı,
    çok konuşurdum yine kızardı. ayarı yoktu; ama iyi biriydi bunu unutmayın,
    ben de unutmuyorum, o bana yaşatmadığı çocukluğa, çocukluğuma hayatını adadı teyzem!

    sonra mı?

    sonra aşık oldu,
    sonra evlendi,
    sonra çocuğu oldu!

    sonra mı, ha sonra mı???

    sonra katı kuralları rafa kaldırdı!

    bana ne kadar dar ettiyse hayatı, ona o kadar sevgiyle yaklaştı, anne oldu.
    bir gestapo, anne oldu.

    eşşek kadar oldum, parmak kadar bebeyi kıskanmıyorum elbet!
    hem onu kıskanan ben değilim, benim çocukluğum ve ayrıntılar...

    şimdi uzaktan izliyorum onları.
    çok yakıştı annelik, çok güzel bir çocuğu oldu.
    yapamadığım her şeyi yapabilen bir çocuk,
    ağız dolusu gülünce uyarılmayan,
    oyuncaklarıyla doyasıya oynayan,
    sevgiyle bakılan, sevgiyle dokunulan,
    annesinin yanına gittiğinde duvarlara çarpmayan.
    şanslı bir çocuk görüyorum,
    her şeyin en güzelini hakeden ve hakettiğini alan.

    işte aramızdaki fark bu;

    hakettiğini alan...
    19 ...