ölümü hatırlatan kelime oldu benim için.
geçtiğimiz hafta gerçekleşti olay. ekmek ve sigara almak için çıktım evimden, salına salına bakkala gittim dönüyorum.
sokağa bir tane polis arabası gelmiş. apartmanımın önünde duruyor ve 3 tane polis etrafa sorular soruyorlar.
tam apartmana girerken beni yanlarına çağırdılar. 31 numaralı apartmanın giriş katında oturan amcayı tanıyıp tanımadığını sordular, tanımadığımı söyledim. paketimi açtım bi sigara yaktım onları izlemeye başladım, o esnada bir tane daha polis arabası geldi. sanırım gelen kıdemli birisiydi, diğerleri ne yapacaklarını soruyordu. şöför koltuğundan inan polis neresi diye sordu, apartmanın girişine gider gitmez ''burası ölü kokuyor'' dedi.
ölü nasıl kokar?
nasıl hissedilir ?
o apartmandan birisi indi o esnada. ahmet adında 50-55 yaşlarında yalnız yaşayan bir amca yaşıyormuş.
oğlu kardeşi kimi kimsesi yok mu diye o adamada sordu polisler, cevap aynıydı bilimiyoruz.
kıdemli olan polis diğerlerine içeride büyük ihtimalle ölü var ama savcıyla görüşün durumu anlatın, mahalle muhtarını eğer muhtarı bulamazsanız apartman yöneticisini yada bir komşuyu yanınıza alarak kapıyı çilingirle açıp girin bakın, kapıyı açarken beni arayın geliyim dedi ve gitti.
evde taze çay vardı, ulan dedim şu adamlarla çay getiriyim içsinler dedim. eve çıktım termosa çay doldurup indim yanlarına çay ikram ettim onlara, onlarda sigara tuttu. muhabbete başladık.
bir tane daha polis arabası geldi. çilingiri alıp getirmişler. bunlar apartmana girdi. telefonla kıdemli olan polisi de çağırdılar. 1 yada 2 dakika sonra içeri giren polisler direk dışarı attılar kendilerini. arabalarından su alıp içtiler. yüzleri bembeyaz olmuş kaldılar öylece. ardından evin penceresi açıldı.
allah'ım böyle bir koku olamaz. çürük desen değil, ekşimsi bir tat desen değil. bambaşka bir koku.
ağır, yakıcı. hissettiğiniz an nefes almayı unutuyorsunuz, genzini yanıyor, mideniz bulanıyor.
kıdemli polisin dediği bu olmalıydı. adam ölü kokuyor derken haklıymış, geldiği an burnunuza ayırt edebileceğiniz bir şey.
ne olmuş diye sordum polise ölmüş dedi. kısa ve net bir cevap aslında.
derisi çürümeye başlamış 10 günlük falan dedi ceset.
10 gün dedim içimden, koskoca 10 gün. kendi başına ölüyorsun, koku dolmasa apartmana kimsenin ölümünden haberin olmayacak.
kimse 10 gün boyunca seni aramıyor. kimse bilmiyor.
yalnızlık bu olması sanırım, ne sevgilinin ne arkadaşlarının terk etmesi ölmek herhalde. ölmek ve 10 gün boyunca evinde çürümek olmalı yalnızlık.
