"her yasak kendi isyanını doğurur" diye bir söz duymuştum ama kaynağını şimdi hatırlayamadım.
orduevi dediğimiz yerlerin ne olduğunu önce bir bilmeli. sonra yapılan bu düzenlemenin artıları eksileri objektif olarak düşünülmeli, ondan sonra gereken yorum hür iradeyle yapılmalı.
öncelikle orduevlerinde askerlerin de çeşitli görevler aldığını biliyoruz. oradaki askerleri ziyarete gelecek olan aileleri için gayet yerinde bir düzenleme yapılmış. sonuçta her askerin annesi öğretmen, babası doktor değil. öyle ya köylü mehmet efendinin de oğlu var orada, dağlı hasan ağa'nın da. şimdi bu bahsettiğim insanlar ve eşleri kendi inançları gereği, hür iradeleriyle bıraktığı sakal yüzünden, başını örttüğü baş örtüsü yüzünden oğullarını göremesin mi? şöyle de sorulabilir: oğlunu görmek için bu insanlar kendi inandıkları davayı neden bir kenara bırakmak zorunda kalsınlar?
isteyen mini eteği, damat traşıyla girsin, isteyen sakalıyla, baş örtüsüyle. insanların giyip çıkardıklarını bizim kadar kendisine dert eden bir toplum daha var mı acaba.
bir de sakala ve başörtüye düşman gibi yaklaşanlar var. bu insanlar aynı zamanda çanakkale zaferiyle de övünür. acaba hiç düşündüler mi oradaki binlerce şehidin, o cephede görev yapan kadınların aileleri ve kendileri sakallı ve başı örtülü insanlardı. onların emaneti olan bu topraklarda şimdi onları tenkit etmek ne kadar akıl mantık işidir aklınıza havale ediyorum. *