bilmiyorum kaçıncı kez seyrettiğimi, kaçıncı kez arif o golü kaçırdığında ayağa fırladığımı, hagi'nin haksız yere yediği kırmızı karta kaçıncı kez küfür ettiğimi bilmiyorum ve yine henry'nin direğin dibinde vurduğu kafa vuruşunu mucizevi bir şekilde taffarel'in çıkarışına bilmem kaçıncı kez tuhaf gözlerle bakıyorum, hayrete düşüyorum...
ve hala penaltıları ayakta izleyip benzer heyecanı hissediyor, popescu'nun penaltısından sonra oley deyip bağırıyorum bilmem kaçıncı kez ve hakan ile bülent'in öpüp de kaldırdıkları kupanın bizim olduğunu bilmek bambaşka mutlu ediyor.
iyi ki varsın galatasaray ve senin olduğun yerde umut hep var.