2013'ten sonra dünyayı felaketlerin beklediğini, bu tür doğal afetlerin ve insan kaynaklı faciaların giderek artacağını söylüyorlar "uzmanlar". (götümden salladığımı ileri süren orospu evlatları siktirsinler biraz araştırsınlar). Ladin'in hesapta öldürülme hikâyesi de boş yere bu tarihte ortaya atılmadı, tüm ABD gazetelerinde şu an "misilleme saldırı olabilir dikkatli olalım" haberleri yayınlanıyor. Al sana kolaylık olsun "retaliation attack" ya da "revenge attack" diye arattır uluslararası haber sitelerinde yada Google'da. Aratmana "ladin" kelimesini de ekle, kaç bin tane haber çıkacak karşına gör, her şeyi benden bekleme amın evladı esteban seni.
2012'deki o Marduk'muş, Maya takvimiymiş, foton kuşağıymış muhabbetleri... Bunlar boşu boşuna ortaya atılmadı. Psikolojik zemin öyle güzel hazırlandı ki artık.
Olum adamlar asırlık senaryolar yapıyorlar lan, televizyon icad olduktan sonra beyin yıkamak onlar için çok daha kolay hale gelir oldu zaten. Çocukların üzerine o kadar fazla oynuyorlar ki biz farkında olmasak bile... Justin Bieber'ı sevmeyen ufak kız çocuğu kaldı mı? Justin için ağlayan, seni çok seviyorum diye bağıran ufacık veletlerin video'ları dönmüyor mu Facebook'ta, Youtube'ta? Çocuk değil potansiyel sığır yetiştiriyoruz farkında mısınız?
Sırf medya mı? Tabi ki hayır. Eğitim sistemi denen saçmalık var ya, onun ta amına koyim ben. Bir insan, kişiliğinin temellendiği çocukluk, ergenlik ve bluğ çağlarında, sürekli kendisine dayatılan bu ezberci sikindirik eğitim müfredatı ile harcıyor yıllarını.
Gerçi buna gelene kadar bir milyon tane saçmalık var dünyadaki eğitim sistemlerinde, fakat sizce ders kitaplarında neden Tesla'nın değil de sürekli Edison'un ismi geçer?
Akp döneminde neden ilk ve orta dereceli okullarda sürekli "Mehmet Akif şiir yarışmaları" düzenleniyor da, hiç Nazım Hikmet şiir yarışması düzenlenmiyorsa işte o yüzden.
He Mehmet Akif'i kötülemiyorum tabi ki kendisi büyük bir şairimizdir, ama mesajımı aldınız siz işte... Eğitim sistemi diye bize sunulan şey, tamamen bizi, onların bizim olmamızı istedikleri yönde şekillendiren ve dayatmalardan ibaret olan bir saçmalık. Umarım çocukluğunuza ya da lise yıllarınıza ait hafızanız kuvvetlidir. Zira birazdan soracağım şeyi hatırlayabilirseniz, ondan sonra anlatacaklarımın nasıl bir tezgâhı işaret ettiğini daha iyi idrak edeceksiniz.
Lise veya ortaokul tarih bilginizi bir yoklayın ya, Rönesans ve Reform dönemlerinden sonra bir dönem öğretilirdi bize hatırladınız mı? Adı neydi o dönemin? "Aydınlanma Çağı." (Age of Enlightenment). Sadece isminde "aydınlanma" kelimesi geçti diye gelin güvey olmuyorum lan, bir dur dinle, izah edecem.
Şu anki milli eğitim müfredatını bilmiyorum ama bana ortaokulda da, lisede de öğretildi tarih derslerinde bu Aydınlanma Çağı.
Şimdi Rönesans'ta hayat ve sanat görüşü tamamen değişti Avrupa'da, keza Reform döneminde de kilise kendini adı üzerinde reform etti, yeniledi. Martin Luther, Almanya'da Wittenberg Kilise'nin kapısına 95 maddeden oluşan protesto bildirisini astı, işte sonra protestanlık mezhebi ortaya çıktı falan filan. Rönesans ve Reform dönemlerinde, gönüllü veya zor kullanılarak getirilmiş bariz düzenleme ve değişiklikler söz konusu. insan hayatı yeniden yapılandırıldı bu dönemlerde, eyvallah.
Fakat bu aydınlanma çağında ne sikim oldu ben bunu ortaokulda da anlamadım, lisede de anlamadım, hala da anlamıyorum. Neymiş yok efendim Kant gibi, Locke gibi, J.J.Rousseau gibi böyle bir grup filozof yeni bir görüş getirmişmiş, aydınlama başlamışmış, insanlar böyle bi ışık görmüşlermişmiş... Ya siktirin gidin amına koyim, tarihin her döneminde filozoflar vardı, her dönemde etkisi altında kalınan görüşler vardı ama neden özellikle bu dönem "aydınlanma çağı" diye adlandırılıp çocuklara dahi o şekilde öğretiliyor?
Hazır mısın taşağını yediğim?
Aydınlanma Çağı 18. yüzyılın sonlarında, Fransız ihtilali'nden sonra tavan yapıyor. Hay Allah, tesadüfe bak ki Illuminati de 1776 yılında kuruluyor ve mason localarının uzun yıllardır sürdürdüğü uğraşlar sonucu 1789'da Fransız ihtilali gerçekleşiyor. Milliyetçilik akımı tüm dünyayı sarıyor. Milliyetçilik kavramı, ilk defa bu kadar geniş bir alanda etkili olacak şekilde din kavramının önüne geçiyor.
Aydınlanmanın en şiddetli yaşandığı yer olan Fransa'daki Aydınlanma öncüleri
- Jean Jacques Rousseau (MASON)
- Descartes (MASON)
- Diderot (MASON)
- Voltaire (MASON)
- Montesquieu (MASON)
Aydınlanmanın Almanya'daki (Illuminati'nin kurulduğu ülke) ve hatta dünyadaki en büyük öncüsü
- Immanuel Kant (kuvvetle muhtemel MASON, kaos konusunda Hegel ile benzer fikirleri var)
Aydınlanmanın ingilltere'deki temsilcileri
- Francis Bacon (MASON)
- John Locke (MASON)
- David Hume (MASON)
Aydınlanma Çağı'nda olmasalar da, ek bilgi olsun size, klasik fiziğin kurucusu Isaac Newton masondur. Evrim teorisyeni Charles Darwin masondur, masondur, masondur ulan.
"Ee masonlarsa ne olacak?"
Haklısın, mason olmaları bu kişileri direkt kötü ya da art niyetli kişiler yapmaz. Demiştim önceden de, misal Taksim'deki Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası'nda öyle kan ve cinsellik içeren hardcore pagan ayinleri yapıldığını düşünmüyorum, işinde gücünde insanlar onlar da abicim. 33. dereceden, 25 tane asil ünvanı olan biraderler değil ki hepsi. Bu saydığım filozoflar da belki bu kategoride, sıradan masonlardır. Fakat öyle bile olsalar, mason localarının amaçlarından birisi de hukuk, medya vs gibi organlarda, dayanışma sağlayacak ahbaplar edinmektir. Kısacası kadrolaşmak bu şekilde yapılıyor onlar tarafından. AKP'deki gibi tüm amca çocuklarını bir kuruma doldurmaktansa, kilit pozisyonlara tek tük adamlarını sokuyorlar. Gerçi niceliğin nitelikten üstün olduğunu zanneden, insanlara en az 3 çocuk yapmalarını öğütleyen zihniyete bunları anlatmak pek kâr etmez, neyse.
Üst rütbeli üstadlardan, alt rütbelilere doğru rica ve telkinler, bazen ise emirler inmeye başlar, yönlendirmeler bu şekilde dikte edilir hayatımıza ufak ufak. Bu nedenle yüksek dereceli ve bilinçli hareket eden bir masonun faaliyetlerinin sonucu ile, kendini özgür sanan fakat birileri tarafından kullanılan (aynı bizim gibi) sıradan bir hür masonun faaliyetlerinin sonucu arasında kimi zaman pek bir fark yoktur. (ki bu söz ettiğim filozofların çoğu da öyle tırışkadan masonlar değildir. misal Bacon aynı zamanda bir devlet adamıdır ve illa ki masonlukta olgun bir rütbeye sahiptir)
Aydınlanma Çağı denilen bu dönemin aslında varolmadığını, abartıldığını,